| O gittiğinde ve ben Tong'ları ikna ettiğimde istediğin tüm parayı alacaksın. | Open Subtitles | عندما يذهب وأقود أنا جماعة التونج وأنت ستجني كل المال الذي تريده |
| Belki de bu adamları dövüp, tüm parayı kendime almalıyım. | Open Subtitles | هااي ، ربما أتفوق عليهم و أخذ كل المال لنفسي |
| Soygun için patlayıcı alalım diye tüm parayı ben toparlayacağım. | Open Subtitles | وسأجني كل المال حتى نتمكن من شراء المتفجرات لتلك السرقة |
| Elimdeki tüm parayı okullara yönlendirdim, ancak adamlarına söyle sözüm sözdür. | Open Subtitles | يجب أن أنفق كل الأموال على المدارس أخبر رجالك أني على حَفيٌّ بوعودي |
| Ona kadar sayacağım ve sen de tüm parayı bana vereceksin yoksa o parıltılı suratını eyalet sınırından toplarsın. | Open Subtitles | سوف أعد حتى 10 وأنت سوف تسلمنى كل النقود و الا سوف أكون مضطراً الى قسمك الى نصفين عبر خط مستقيم |
| Pek çok insan bize aklımızı kaçırdığımızı ve tüm parayı kaybedeceğimizi söyledi. | TED | كان هناك العديد من الأشخاص الذين أخبرونا أننا مجانين، وأننا سنخسر كل المال. |
| Eğer tüm parayı alırlarsa yaptığımız anlaşmada değişiklik olmaz, değil mi? | Open Subtitles | حتى لو حصلت على كل المال ، فلن يشكّل ذلك فارقا حول إتفاقنا لا يمكن أن ترجع عن كلمتها |
| Babanız bulabildiği tüm parayı ona bıraktı. | Open Subtitles | بابا ترك لها كل المال الذي قدر الحصول عليه |
| Noelden sonraki gün kasadaki tüm parayı.. | Open Subtitles | واليوم الذي يلي عيد الميلاد سنفرغ كل المال الموجود في خزانة النقود |
| Bay Duncan, kasadaki tüm parayı Çocuk Hastanesi'ne bağışlayacak. | Open Subtitles | كل المال الموجود في خزانة النقود سوف يتبرع به السيد، دنكن لمستشفى الاطفال |
| Sahip olduğum tüm parayı vereceğim. | Open Subtitles | ساعطيك اي شيئ تريده ، ساعطيك كل المال لدي |
| Vernon Sharpe hesabındaki tüm parayı bir kaç saat önce çekmiş. | Open Subtitles | فيرنون شارب سحب كل المال من حسابه من عدة ساعات |
| tüm parayı muhtemelen 60'larda kurdukları gizli bir Yahudi sığınağına sakladılar. | Open Subtitles | وأخفوا كل الأموال في بعض الكهوف اليهودية السرية التي بنوها غالباً في أوائل الستينات. |
| Tabii, EA olarak tüm parayı kazanmış olabiliriz ama siz de bir şey başarmış oldunuz. | Open Subtitles | صحيح أننا كوّشنا على كل الأموال لكنكم حضيتم بالفرصة لتحقيق شيء لأنفسكم |
| Nasıl işlediğini biliyorsunuz. tüm parayı ona vermek zorunda kaldım. | Open Subtitles | أنتم تعرفون كيف يتم ذلك لقد إستلم كل النقود التي كانت معي |
| Dörtzenciden kurtuldum Şimdi tüm parayı ben alıyorum | Open Subtitles | ♪ أنزلت 4 زنوج , و الآن أنا أجني المال كله لنفسي ♪ |
| İkinizden biri malın kendisinde olduğunu kanıtlar ve tüm parayı alır. | Open Subtitles | يُمكن لأحدكما الإثبات أنّ لديه البذور الحقيقيّة، ويحصل على كلّ المال. |
| tüm parayı sattığı bulaşık elbiseleri için saçan biriyim. | Open Subtitles | أَنا الذي بصق على كُلّ المال خرق الصحون التي تَبِيعُ |
| Daha tüm parayı dolara bozdurmadım. Bitirmem-- | Open Subtitles | لكني لم أفرغ من تبديل كلّ ...الأموال إلى دولاراتٍ، عليّ إخفاؤها |
| Üvey baban hesaptan tüm parayı çekti. | Open Subtitles | زوجُ أمكِ سحب جميع الأموال التي بحسابكِ. |
| Ve kaldırdığınız tüm parayı da istismara uğramış kadınların barınağına transfer ettik. | Open Subtitles | وايضًا , جميع المال الذي كسبتوه غيرنا مساره الى ملجأ للنساء المعنفات |
| O zaman boşanmanızı onaylıyorum ve tüm parayı Bay Fuller'e veriyorum. | Open Subtitles | -أذن أعلن موافقتي على الطلاق وأعلن احقية سيد "فوللر" بكل النقود |
| İsim hakkından gelen tüm parayı Harlem Seyyahlarına karşı bahse mi yatırdın? | Open Subtitles | وراهنت بها ضد هارلم جلوبتروترس؟ |
| Bakın, ebeveynlerimin cenaze töreninden sonra elimde kalan tüm parayı buraya gelmek için harcadım. | Open Subtitles | لقد أنفقت كل ما تبقى لدي بعد جنازة والدي فقط لأحضر إلى هنا |
| tüm parayı çantaya doldurun. | Open Subtitles | ضعوا جميع النقود بالحقيبة! إلى ماذا تنظر أيها العجوز ؟ |