| Eklemlerim, buz dolabından et taşımaktan taş gibi oldu. | Open Subtitles | المفاصل من المشى ويدى من حمل اللحوم من والى داخل الثلاجة |
| Bavulları taşımaktan nefessiz kalmıştı. Çünkü asansör bozuktu. | Open Subtitles | وكان لاهث من حمل الحالات لأن المصعد قد خرجت منه. |
| İkisini de. Üzgünüm çocuklar ama Appa hepimizi taşımaktan yoruldu. | Open Subtitles | آسف يا رفاق, لكن أبا تعب من حمل كل هؤلاء الناس |
| Umarım piyanoda taş taşımaktan iyisinidr | Open Subtitles | أأمل أنك كنت تعزف على البيانو أفضل من حملك لقوالب الطوب |
| Arazi sınırları dışındayken, onu ruhsatsız silah taşımaktan tutuklayabilirsiniz. | Open Subtitles | بما أنها ليست في المحمية فيمكنكم القبض عليها لحملها سلاحا غير مرخص |
| Dosyalar hazırlayıp vişneli turtalar taşımaktan bıktım. | Open Subtitles | لقد تعبت من اعداد الملفات و حمل فطائر الكرز |
| Fit erkekleri boğup sudaki mezarlara taşımaktan daha küçük kurbanları boğup kabaca atmaya geçti. | Open Subtitles | لقد تطور من الخنق و حمل الرجال الاقوياء الى قبورهم المائية الى اغراق و رمي الضحايا الاصغر بدون طقوس |
| Pasaportumu oraya buraya taşımaktan bıktım. | Open Subtitles | تعبت من حمل جواز سفري اثناء جولاتي في الحانات |
| Tüm gün valiz taşımaktan yorulmuş olmalısın. | Open Subtitles | لا بُدّ أنّكَ مُرهقٌ من حمل .الحقائب طوال اليوم |
| Sırt ağrılarının kocaman nargileleri taşımaktan dolayı olduğunu düşündü mü hiç? | Open Subtitles | هل فكرت بأنه ربما ظهره يؤلمه من حمل الشيشة العملاقة معه بالأنحاء ؟ |
| Eşyalarımı elimde taşımaktan daha kolay olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أن هذا أسهل من حمل كل شيء بين ذراعي |
| Taş taşımaktan kurtulduğum sürece hödüklük sıkıntı yaratmaz. | Open Subtitles | طالما ما سأرتاح من حمل الصخر، الحماقة .. لن تكون مُشكلة |
| - Vay be! - Bir şeyleri taşımaktan bıktınız mı? | Open Subtitles | - هل تعبتم من حمل الاشياء من مكان لأخر ؟ |
| Hiç yoruluyor musun, bilirsin ya dünyanın bütün yükünü o şekilde omuzlarında taşımaktan? | Open Subtitles | ألا تسأم قطّ من حمل همّ العالم على منكبيك هكذا دومًا؟ |
| Belki de pespaye insanları taşımaktan sıkılmışlardır artık? | Open Subtitles | ربما تعبت من حمل البشر المزعجين هنا وهناك؟ |
| Al, bu yiyecekleri kasaya taşımaktan ellerim su topladı. | Open Subtitles | القاعدة، بثور بلدي تضر من حمل هذا الطعام... ... إلى العداد الخروج. |
| Onları taşımaktan bıkmıştım zaten. | Open Subtitles | انا متعب من حمل هذه, على اى حال |
| Onu taşımaktan vazgeçmelisin... sonra başka birşey yapamazsın. | Open Subtitles | بإمكانك أن تفعلي أي شيء.. عدا حملك لهذا الطفل... |
| Tam seni taşımaktan yorulmuşken, Karma'nın karşımıza bir market çıkarması ne harika, değil mi? | Open Subtitles | من الرائع أنّي عندما شعرت بالتعب من حملك فإن "العاقبة الأخلاقيّة" قامت بصنع متجر؟ |
| Seni taşımaktan çok daha kolay olacağını fark ettim. | Open Subtitles | ظننت أن هذا سيكون أسهل من حملك |
| Nakit ve altın külçelerden oluşan 5 milyon doları taşımaktan son derece mutlu olabilecek bir kıza benziyorsun. | Open Subtitles | تبدين كفتاةٍ ستكون أكثر من مسرورة لحملها 5 ملايين دولار نقداً وسبائك ذهب |
| Kayıt dışı silah taşımaktan ıslahevine girmiş, yeni çıkmış. | Open Subtitles | الذي خرج من الأحداث للتو لحيازة أسلحة نارية غير مسجّلة |