| Bizi kucağında sırayla taşırken annemin hamile olduğunu hatırlıyorum. | TED | أذكر أن أمي كانت حاملاً عندما كانت تتناوب على حملنا أنا وشقيقتي الأصغر. |
| Başka bir adamın bebeğini taşırken seni benimle evlenmen için kandırdığım için özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة لأنني خدعتك لتتزوجني بينما كنت حاملاً بطفل رجل آخر |
| Başka insanların çocuklarını taşırken nasıl bu kadar sorumsuz olabiliyorsun? | Open Subtitles | كيف تكون غير مسؤول تماماً؟ عندما تنقل أطفال أناس آخرين؟ |
| Sanki ev taşırken... 'evi taşıyoruz ve yeni evin yeşil kapısı var' dememek gibi bir şey. | Open Subtitles | وكأنك تنقل بيتاً إنك لا تقول: إننا ننقل بيتاً وللبيت الجديد باب أخضر |
| Oh, dün laboratuarda bazı ekipmanları taşırken yaptım. | Open Subtitles | بالأمس عندما كنت أنقل بعض الادوات بالمعمل , لِمَ ؟ |
| Leva taşırken sana yardım eder. Dört beş sefer yapmaktan kurtulursun. | Open Subtitles | ليفا سوف يساعدك بحمل اغراضك الى الطابق الاعلى ليوفر عليك اربع او خمس نقلات |
| Neely afyon taşırken mi vuruldu? | Open Subtitles | هل كان جاك نيلي ينقل المخدرات عندما أصيب؟ |
| Ben seni gecenin üçünde Sutton acil servisine taşırken... sona erecek. | Open Subtitles | سينتهي بي أحملك إلى حجرة الطوارئ في 3: 00 صباحا |
| Oğlunun cebinde ninesinin yüzüğünü taşırken kız arkadaşının taşınmasını engellemeye çalışması hakkında ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | ماذا عن ابنكِ الذي يتجوّل حاملاً خاتمَ خطبةِ جدّته، يفكّر بطريقةٍ لمنع صديقته من الرحيل؟ |
| Yaz ağırlığını taşırken yırtmıştın. | Open Subtitles | مزَّقـتهم عندما كنت حاملاً وزنك الصيفي |
| Külçeleri taşırken elini kesti herhâlde. | Open Subtitles | أعتقد بأنها جرحت يدها وهي تنقل قضيباً من الذهاب |
| Şöyle diyelim, bir daha onlarca rakun virüs şişesini dolaba taşırken tek seferde hepsini almaya çalışmayacağım. | Open Subtitles | حسنٌ، فلنقل فقط أنّه بالمرّة القادمة التي تنقل فيها دزّينة من قناني فيروس الرّاكون إلى الثلاجة قم بها على رحلتين. |
| Bir emlakçının beni 25 Şubat'ta ürün taşırken görmesinin imkanı yok. | Open Subtitles | يستحيل أن تكون سمسارة العقارات قد رأتني أنقل أي مخدرات في 25 فبراير |
| Bodrumdan çatı katına taşırken demek istemiştim. | Open Subtitles | إنني أعني بأنني كنت أنقل الأغراض من الدور الأرضي إلى العليه حيث وجدته |
| Çamaşırlar,sabun,mendiller,su. Suyu taşırken dikkat et Nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | ملابس ، صابون ، مسحات ، ماء، إحذري بحمل الماء. |
| Delilleri taşırken bundan çıkar sağlamış olan bir çaylak var mıdır acaba? | Open Subtitles | اكتساب الخبره بحمل الأدلة هو شأن المبتدئين |
| Çok ciddi tehlike altında olan bu kartalın bir maymun kuyruğunu taşırken alınmış bu nefis görüntüsü ne yazık ki, artık çok nadir elde edilebiliyor. | Open Subtitles | هذا المنظر الرائع لأكثر عقبان العالم المعرضة للخطر الذى ينقل ذيل قرد هو الآن للأسف مشهد نادر |
| Ancak şimdi sizin elemanlardan birinin masayı taşırken çarpmış olabileceğinden emin olamıyorum. | Open Subtitles | والان لا يمكنني معرفة ان كان احد رجالك قد سببه وهو ينقل منضدة |
| Sanırım şerifle ikimiz onu Bronco'ya taşırken oldu | Open Subtitles | أعتقد هذا من عندما أنا و الشريف كنا ننقل جسده إلى برونكو. |
| Birini taşırken beni seyretme. | Open Subtitles | لا تنظر إليّ عندما ننقل شخصٌ ما |
| Seni taşırken bir de üstüne para mı ödeyeceğim zannediyorsun? | Open Subtitles | أيعقل ان أحملك وأدفع لك نظير ذلك ؟ |
| Eminim o çantaları oradan oraya taşırken epey acıkmışsındır, ha? | Open Subtitles | أنا متأكد من أنّ شهيتك مفتوحة بسبب حمل تلك الحقائب بكل مكان , أليس كذلك؟ |