"taşırlar" - Traduction Turc en Arabe

    • يحملون
        
    • تحملها
        
    • سيحملون
        
    • وتحمل
        
    İçlerinde, türlerini gelecek evrimsel döngüye taşıyacak olan genetik kodu taşırlar. Open Subtitles بداخلهم يحملون شفرة الجينات هذا سيأخذهم إلى المرحلة التالية من التطور
    Binlercesi en az Roma yolları kadar düzgün sütunlar boyunca otları yuvalarına taşırlar. Open Subtitles طوابير منهم يحملون العشب عائدين إلى العش عبر الطريق السريع باستقامةٍ كطرق الرومان.
    Nijerya'da insanlar en değerli eşyalarını başları üzerinde taşırlar. TED في نيجيريا الناس يحملون ممتلكاتهم الثمينة على رؤوسهم.
    Tüm Camdenite kadınları çiftliği terk ettiklerinde koruma amaçlı bunlardan taşırlar. Open Subtitles تحملها النساء الكامدنيات كلهن كوسيلة للحماية عندما نغادر المزرعة
    Büyürlerken ufak miktarlarda magmanın etrafını kaplayarak onları hapsedip yüzeye taşırlar. Open Subtitles و بينما تتشكل البلورات ، تتضمن كمية ضئيلة من الرواسب فتغلقها و تحملها للسطح
    Para karşılığında patlayıcıları sırtlarında bile taşırlar. Open Subtitles سيحملون الشحنة بأكملها على أكتافهم
    Hayaletlerin beyaz çarşaflarla gezip zincir taşırlar. Open Subtitles اخبرتك الأشباح تسير بداخل شراشف بيضاء وتحمل معها سلاسل ، و
    Yalnızca beyinsizler üzerlerinde o kadar nakit taşırlar. Open Subtitles المعتوهون فقط هم من يحملون مثل هذه الكمية من المال نقدا
    Silahlarını ya ceplerinde ya filmlerdeki gibi taşırlar. Open Subtitles حتى يحملون أسلحتهم بطريقة من طريقتين إما في جيبهم أو كما يفعلون في الأفلام
    AR15, Pisto-Uzi, HK gibi türlü türlü silahlar taşırlar. Open Subtitles يحملون أربي جي رشاشات مسدسات والكثير غيرها
    Onlar sadece lavabo ve tuvaletlere su taşırlar. Open Subtitles أنهم فقط يحملون الماء من و إلى الأحواض و المراحيض.
    Ayrıca çıktığım kızlar çanta kemerleri kopması durumunda yanlarında yedek kayış taşırlar. Open Subtitles الفتيات التي اعرفهن حتى لو كانوا يحملون حقيبة ممزقة ستحسب كل دقيقة تقضيها معي
    Rehberler, acil durumlar için uydu telefonu taşırlar. Open Subtitles أن المرشدين يحملون هاتف موصول بالقمر الصناعي في حالة الطوارئ
    Genç nodiler yuvadan ayrılırken bu tohumları başka adalara taşırlar. Open Subtitles بحلول موعد مغادرة صغار الطيور البلهاء، يحملون هذه البذور المتطفلة بعيدا إلى جزر أخرى.
    Kadınlar hayatları boyunca taşırlar. Open Subtitles تحملها النساء طول حياتهن
    - Tarak platformunu taşırlar. Open Subtitles هم سيحملون منصة الحفارة
    Eşekarıları, kümeye baskın yapar ve yavrularını beslemek için henüz çıkmamış yavruları taşırlar. Open Subtitles لأن الـزنابـير تهاجم ذلك العنقود وتحمل الدعامـيص الغير كاملة النمو لتغذية صغـارها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus