Demek, telefonumu benden aldığından beri cebinde taşıyordun ? | Open Subtitles | إذًا كنتِ تحملين هاتفي الخلوي في جيبك منذ أن أخذتيه مني؟ |
Bu yükü uzun zamandır sırtında taşıyordun. | Open Subtitles | لقد كنت تحملين هذا العناء لوحدك طيلة الوقت |
Neden en başından beri silah taşıyordun ki? | Open Subtitles | لماذا تحملين مسدساً في البدء؟ أنا موظفة في المنظمة الأمريكية للجيش |
Barda eğlenen dostlarına birkaç hap mı taşıyordun? | Open Subtitles | كنت تنقل بعض الأقراص لأصدقائك من الحانة؟ |
Bir ceset taşıyordun. | Open Subtitles | كنتَ تنقل جثمانًا. |
Bazen sadece kılıcını mı taşıyordun? | Open Subtitles | بعض الاوقات كنى تحملين سيفك فقط |
Evet ama bugün o silahı taşıyordun. | Open Subtitles | أجل، لكنكِ كنت تحملين ذلك المسدس اليوم |
Niye onu yanında taşıyordun? | Open Subtitles | لما تحملين هذا الشيء معكِ بحق الله ؟ |
Bu yükü uzun zamandır sırtında taşıyordun. Çiftliğe gidip dayınızla konuşacağız. | Open Subtitles | كنت تحملين هذا العبء لوحدك طوال الوقت |
Sen bir insan kâlbi mi taşıyordun? | Open Subtitles | كنتِ تحملين قلباً بشرياً؟ |
Anne Marie, bütün bu üzüntü ve pişmanlığı içinde taşıyordun. | Open Subtitles | "آن ماري."، كُنت تحملين حولكِ كل هذا الحزن ... كل هذا الأسف. |
Bir silah taşıyordun. | Open Subtitles | كنتِ تحملين سلاحاً، إتفقنا؟ |