| Tanıştırayım, Tacoma'dan Garth. Geciktin ama geldiğine sevindim. Yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | قابل غراث من تاكوما أنت متأخر اليوم و لكنني أحتاج مساعدتك |
| 30lu yaşlarında kısa süreli evliliği var. Eski karısı Tacoma'da yaşıyor. | Open Subtitles | تزوج لفترة وجيزة فى سن الثلاثين زوجته السابقة تعيش فى تاكوما. |
| Doktorlar Günü zamanlarında Bonica, Tacoma yanındaki Madigan Sağlık Merkezinde kendini gösterdi. | TED | طوال اليوم ظهر بونيكا في المركز الطبي العسكري بماديجان قرب تاكوما |
| Bu rap şarkıcısı, Caution'ı Tacoma şehir merkezinden gençlerle bir araya getirdim. | TED | لذا وظفت، مغني الراب هذا، مع مجموعة من الشباب من المدينة الداخلية تاكوما. |
| Kağıt değirmenleriyle temasa geçerek Tacoma'daki dağıtım merkezine ulaştık. | Open Subtitles | و الاتصال بمصنع الورق قادنا إلى مركز توزيع فى تاكوما |
| Duraklar, Tacoma, Olimpia, Portland ve Salem. | Open Subtitles | أجل يتوقف في تاكوما و أولمبيا و بورتلاند و سيلما |
| Bugün Tacoma'lı Molly'nın İsveçli bağımlılığını yenmesini sağladınız. | Open Subtitles | اليوم ساعدتَ مولي مِنْ تاكوما تغلّبْ على إدمانِها إلى السويديين. |
| Birinci hatta Tacoma'dan Jonny var. | Open Subtitles | عِنْدَنا جيني مِنْ تاكوما على خَطِّ واحد. |
| Cumartesi günü Duke'u Tacoma'ya götürecek. | Open Subtitles | السّبت، هو يُجْعَلُ الخططَ لإيصاْل الدوقِ إلى تاكوما |
| Şef, basında Tacoma varsa, isimler de vardır. | Open Subtitles | أيها الرئيس ، لو أن الصحافة وصلت إلي تاكوما ، فإن لديهم الإسم أيضا |
| Küçük kardeşim Tacoma Polis Kuvvetlerinden bu yılın sonunda emekli olacak. | Open Subtitles | اخي الصغير تقاعد من الشرطه من تاكوما في نهاية العام |
| Muhtemelen doğudan, Tacoma Köprüsü tarafından geleceklerdir. | Open Subtitles | من المحتمل ان ياتوا من الشرق من اتجاه جسر تاكوما |
| Hey, siz hanımlar, Tacoma köprüsündeki o olay yüzünden mi buradasınız. | Open Subtitles | --نعم انتم هنا بخصوص هذا الشي الحادث عند كوبري تاكوما ؟ |
| Tacoma köprüsünde bir kontrol noktası oluşturduk. | Open Subtitles | لدينا نقطة تفتيش في جسرِ تاكوما و واعتقد انه يمكننا مواجهة ذلك |
| Jax orayı Tacoma'lara 7/24 izletiyor. | Open Subtitles | كلا , قد وضع جاكس تاكوما لحراسته بشكل كامل |
| Tacoma Geçidi'ni takip edip bu eski at çiftliğinden geçerek kestirmeden gidersek hava kararana kadar kampa ulaşmalıyız. | Open Subtitles | إذا أتبعنا طريق تاكوما باس نقطع طريق هذه مزرعة الخيول القديمة يجب أن نصل إلى المخيم بحلول الليل |
| Örneğin, Washington Tacoma'daki Cam Müzesi, memleketim -- yaşasın Washington-- | TED | فعلى سبيل المثال .. متحف الزجاج في تاكوما في واشنطن مدينتي - تحيا واشنطن - |
| Tacoma'da bir düğünde afişlerini gördüm. | Open Subtitles | و أنا كنت في "تاكوما" لحظور زفاف و رأيت ملصقك هناك |
| Affedersiniz şerif, hoşça kalın diyecektim... bildiğiniz gibi Tacoma'ya kız kardeşim Gwen'i ziyarete gidiyorum... ve kocası Larry'i, geçen hafta bebekleri oldu. | Open Subtitles | معذرة، حضرة المأمور، أردت أن القي الوداع لأن، كما تعرف، سأذهب إلى "تاكوما" ليومين لزيارة أختي "غوين" وزوجها "لاري" |
| Tacoma Festivali'ne gidecekler. | Open Subtitles | لذلك طِوال النهار مهرجانِ تاكوما. |
| Happy Tacoma'da Lorca, Bully, Donut ve birkaç yeni çocukla beraber. | Open Subtitles | (هابيز) حضر من (تيكوما) وهو في حالة إنعزال (لديه (لوكا ، بيلي، دونات وتابعين معهم أيضاً - أحضرهم - |