| Demir Taht'a oturmuş ama sen onu vazgeçirmişsin. | Open Subtitles | سوف يجلس على العرش الحديدى و أنتَ ستجعله لا يتخلى عن هذا. |
| Demir Taht'a oturmak gibi bir niyetim yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي رغبة في الجلوس على العرش الحديدي |
| O güçlere hizmet eden bir adamın Demir Taht'a oturmasından daha kötü bir şey düşünemiyorum. | Open Subtitles | لو جلس رجل مثله على العرش الحديدي لا أعتقد أن هناك ما هو أسوأ |
| Demir Taht'a oturduğum zaman da sağ kolum sen olacaksın. | Open Subtitles | وحينما أجلس على العرش الحديدي, ستكون أنت ساعدي. |
| Peki o bazıları, sizi Demir Taht'a götürmenin daha iyi bir yolunu biliyor mu? | Open Subtitles | هل هؤلاء الناس لديهم فكرة أفضل عن كيفية وضعك على العرش الحديدي ؟ |
| Çölün karşısında Taht'a oturan Firavun'un benim ona karşı olduğum kadardan daha fazla bana karşı bir ehemmiyeti yok. | Open Subtitles | الفرعون الجالس على العرش عبر الصحراء هو عاقبة لي اكثر مما انا له |
| Güneş doğarken Stannis, Demir Taht'a oturuyor olacak ve sen de sağ kolu olacaksın. | Open Subtitles | ستانيس) سوف يجلس على) العرش الحديدي وسوف تكون يده =رئيس وزرائه |
| Tyrell Hanesi, Demir Taht'a karşı ayaklanmış bir ailedir. - Torunuma karşı. | Open Subtitles | بيت (تايرل) تمرّد على العرش الحديديّ، ترّد على حفيدي. |
| Stannis sonunda Demir Taht'a oturabilir. | Open Subtitles | ومع أُزرة الشماليين ،سيحصل ستانيس) على العرش الحديدي أخيراً) |
| Stannis sonunda Demir Taht'a oturabilir. | Open Subtitles | ومع أُزرة الشماليين ،سيحصل ستانيس) على العرش الحديدي أخيراً) |
| Taht'a Teddy'yi geçirmek istedi ve bu yüzden, onu serbest bırakamam. | Open Subtitles | أرادت أن يكون (تيدي) على العرش ولهذا السبب لا يمكنني أن أحرره |
| Beni Henry ile Taht'a oturttun. | Open Subtitles | -وضعتني على العرش مع (هنري ) |