| Altı havyan tam zamanında alevlerden zarar görmeden kaçtı ve nehrin karşı tarafında yeni hayatlarına başladılar. | TED | الحيوانات الستة هربت بسلام من الحريق بالوقت المناسب وتبدأ حياتها الجديدة خلف النهر |
| Merak etme. tam zamanında geldiniz. | Open Subtitles | انة علي ما يرام انتم بالوقت المناسب تماما |
| tam zamanında. Başım birkaç saniye önce bir meşale gibi yanıyordu. | Open Subtitles | لقد حان الوقت ، لقد كان رأسي مشتعلاًمثلشعلةلثوانيقليلة. |
| Burası Pelham 1-2-3. tam zamanında başardınız, değil mi? | Open Subtitles | هنا بيلهام 123, لقد وصلت في الوقت المحدد بالضبط اليس كذلك؟ |
| Benim son atışım için tam zamanında geldin ve artık oyun sona erdi. | Open Subtitles | لقد جئت فى الوقت المناسب لضربتى الأخيرة و الآن ، لقد انتهت اللعبة |
| Kalan boru hatlarının tam zamanında açılması çok önemli. | Open Subtitles | من الضروري أن تكون الأنابيب الباقية مفتوحة بالوقت المناسب |
| Bu yıl mısırlar iyi büyüdü. Yağmur tam zamanında geldi! | Open Subtitles | الذرة هذه السنة طويلة حقا، والمطر هطل بالوقت المناسب |
| Merhaba çocuklar. Dişçiye gitmek için tam zamanında geldiniz. | Open Subtitles | مرحباً أيها الصغيران، وصلتما بالوقت المناسب للذهاب لطبيب الأسنان |
| Duruma bakarsan, kurtarma birliği tam zamanında geldi yine. | Open Subtitles | من ينظر إلى الأمور ، فإنّه يرى أن الفرسان قد وصلوا بالوقت المناسب |
| tam zamanında uyanıp, diri diri yanmaları için sakinleştirici vermek. | Open Subtitles | تخدير أحدهم كي يستيقظ بالوقت المناسب ليحترق و هو على قيد الحياة |
| -Bunu söylemek için tam zamanında geldin. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لـــشخص ما أن يخرج أخيرا ويقولها |
| tam zamanında. Bunu söylemene çok sevindim, X. | Open Subtitles | حسناً ، لقد حان الوقت للعمل أنا سعيد بأنك تقول هذا يا أكس |
| Ameliyat için tam zamanında geldin, Doktor. | Open Subtitles | أتيت في الوقت المحدد للجراحة أيها الطبيب |
| Brian. tam zamanında. Hoşuma gitti bu, içeri gir. | Open Subtitles | براين ،اتيت في الوقت المحدد يعجبني ذلك،تفضل |
| Özgür görünme takıntın yüzünden onu yüceltemedin ve adam tam zamanında kendini kurtardı. | Open Subtitles | طالما أنكى لم تنجحى فى إقحام زوجك فى كل هذا الهراء ,الخاص بكى إذن فقد أنقذ نفسه فى الوقت المناسب |
| İşte, dostum Jay! tam zamanında geldin, dostum. | Open Subtitles | مرحبأ جاي، يا صديقى لقد جئت فى الوقت المناسب |
| Kitt, füzeye karşı koymak için gereken enerjiyi tam zamanında yönlendirdi. | Open Subtitles | كيت قامت بتحويل ما يكفي من الطاقة بالضبط في اللحظة المناسبة للصمود أمام الصاروخ |
| Beyin, hokkabazlıklar yaparak, binlerce elektrik sinyalini varış noktalarına tam zamanında ulaştırmak zorundadır. | TED | على الدماغ أن يتلاعب ببحرٍ من آلاف الإشارات الكهربائية لإيصال كل منها إلى وجهته في الوقت المناسب تماماً. |
| tam zamanında geldin. | Open Subtitles | توقيت ممتاز. استدعي المدير. |
| Merhaba ayı dostum. tam zamanında geldin. Ben de tam bitirmeyi bitiriyordum. | Open Subtitles | جئت في الوقت المناسب لمساعدتي لإنهاء اللمسات الأخيرة |
| tam zamanında delillerin arasından almayı başardım. | Open Subtitles | تمكّنتُ من انتزاعه من الأدلّة في الوقت الملائم |
| tam zamanında. Enerji kutum tamamen boşalmıştı. | Open Subtitles | فى هذا الوقت تماما صندوق طاقتى تعطل كلية |
| Sonunda geldin. tam zamanında. | Open Subtitles | إنه حول الوقت اللعين |
| tam zamanında geldik çünkü çok dakik insanlarız. | Open Subtitles | نصل في الموعد المحدد, لأننا منضبطين جداً |
| tam zamanında. | Open Subtitles | في الميعاد بالضبط. |
| Kasabaya dönerken dondurma almanız için sizi tam zamanında geri götüreceğim. | Open Subtitles | سوف أعود في الوقت المحدّد وأُحضر لكم الأيس كريم ونعود إلى المدينه |
| Harika. Uyku vakti treni, tam zamanında. | Open Subtitles | عظيم ، القطار السريع جاء في موعده |