| Dr. Garner ve Boz'ın bir yılbaşı partisinde onun evinde tanıştıklarını söylüyor. | Open Subtitles | دكتوره جارنر و بوز قد تقابلا فى حفل الكريسماس بمنزله |
| Ve iş arkadaşı birkaç ay önce tanıştıklarını söyledi. | Open Subtitles | وقالت زميلة العمل أنهما تقابلا منذ عدة أشهر |
| Demek 2008' de Çad' daki sivil ayaklanma esnasında tanıştıklarını düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | اذن تظنون انهم التقوا خلال الحرب الأهلية في تشاد 2008 |
| Lincoln Bell'in dairesinde Flynn tarafından imzalanan bir bilet var tanıştıklarını biliyoruz. | Open Subtitles | لينكولن بيل كان معه برنامج موقع شخصيا من قبل فلين في شقته لذا نعرف انهم التقوا |
| Evet, aynen. Nasıl tanıştıklarını biliyorsun. | Open Subtitles | نعم , بالضبط أنت تعلم كيف تقابلوا |
| Ne zaman tanıştıklarını ve onları kimin tanıştırdığını da. | Open Subtitles | متى التقيا ومن عرّفهما ببعضهما البعض |
| Çocuklar dinleyin... Yazın tanıştıklarını duydum. | Open Subtitles | يا شباب, ياشباب, سمعتُ أنّهم إلتقوا بعد الصيف. |
| Nasıl tanıştıklarını soran sendin. | Open Subtitles | أنتِ من سأل كيف إلتقيا. |
| Nerede nasıl tanıştıklarını bilmiyorum ama, Orada işte! | Open Subtitles | لا أعرف أين أو كيف تقابلا ولكنها هناك.. |
| andy ve didi 23 sene evli kaldılar, hastanede bana nasıl tanıştıklarını anlatmıştı. | Open Subtitles | ( اندي ) و ( ديدي ) كانا متزوجين لـ 23 سنة في الإحياء هي أخبرتني كيف تقابلا |
| Neal, Diana ve Christie'nin nasıl tanıştıklarını biliyorsan, resmen ailenin bir parçası oldun. | Open Subtitles | . (نيل) ، لو علمت كيف تقابلا (دايانا) ، و (كريستي) . فأنت من أفراد العائلة بشكل رسمي |
| Sen gittikten sonra tanıştıklarını sanıyordum. | Open Subtitles | أظن أنهم تقابلا بعدما رحلت |
| Bay Jones'un temsilcisi tanıştıklarını inkâr etmekte ancak Starla'nın dairesindeki imzalı altı altın plak için bir açıklama yapamamakta. | Open Subtitles | ناطق بأسم السيد (جون) ينكر أنهما تقابلا قطّ... على الرغم من أنه لم يستطع تفسير امر الأسطوانات الـ 6 الموقعين في شقة (ستارلا) |
| tanıştıklarını gösteren bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد دليل على انهم التقوا |
| Nasıl tanıştıklarını öğrenmemiz lazım. | Open Subtitles | يجب ان نكتشف كيف التقوا |
| Rich'in kız arkadaşı burada tanıştıklarını söyledi. | Open Subtitles | إذاً, قالت عشيقة (ريتش) أنهم التقوا هنا |
| Nasıl tanıştıklarını bile daha kimseye sormadım. | Open Subtitles | أنا لم أسأل حتى كيف تقابلوا |
| Ayrıca nasıl tanıştıklarını ve onu nerede öldürdüğünü de bilmiyoruz. | Open Subtitles | في "جحيم المطبخ". ولا نعلم كيف تقابلوا |
| Ertesi gün geldi ve bana tanıştıklarını söyledi, şimdi de... | Open Subtitles | لذا فهو يعود لي في المساء التالي و يخبرني كيف التقيا و الآن... |
| Şimdi başa dönüp nasıl tanıştıklarını ve nasıl üye olduklarını bulalım. | Open Subtitles | لنبدأ من البداية، ونعرف كيف إلتقوا كيف تم تجنيدهم |
| Hobbs'un kişisel hayatıyla alakalı olduğunu, önceden görüşmüş olabileceklerini tanıştıklarını, hatta birlikte öldürmüş olabileceklerini bile söyledi. | Open Subtitles | ... بأنه كان يمتلك تبصراً إلى حياة (هوبز) الشخصية، أنهما قد إلتقيا على الأرجح أو عرفا بعضهما الآخر، بل وربما قتلا سوياً |