| tanıdıkları insanların ilginç hayatları hakkında ufak sırları değiş tokuş etmektir. | Open Subtitles | تبادل حكاياتٍ نصف مثيره تتعلق بالحياة النص مثيره للأشخاص الذين يعرفونه |
| Üzgünüm, seni istemiyorlar. tanıdıkları birini tercih ediyorlar. | Open Subtitles | أسف , أنهم لا يريدونك لقد اختارو شخصاً يعرفونه |
| Annelerinin yeni tanıdıkları birini s*kişini izlemek doğal bir şey değil. | Open Subtitles | ليس طبيعياَ أن يروا أمهم تضاجع شخصاَ بالكاد يعرفونه |
| 2. ve 3. kurbanlar ise iş anlaşmalarından tanıdıkları. | Open Subtitles | الثانية والثالثة كانوا معارف شخصية من صفقات العمل |
| Babamın İspanya'daki Amerikan Büyükelçiliği'nde tanıdıkları var. | Open Subtitles | أبي لديه معارف بالسفارة الأمريكي في اسباينا |
| Ve kendilerini, hayatları boyunca tanıdıkları insanlarla çalışmaktan, etraflarını sarmalayan yabancılara kanıtlamak zorunda buldular. | TED | وبدلا من العمل مع أشخاص يعرفونهم طيلة حياتهم، أصبح يتوجب عليهم الآن ان يثبتوا أانفسهم ضمن جمع من الغرباء. |
| Endülüs'lü benden başka bir tanıdıkları var mı? | Open Subtitles | حتى أنهما لا يعرفان أي شخص آخر من الأندلس؟ |
| Merkeze gidiyorlardı çünkü tanıdıkları birileri kayıptı. | Open Subtitles | . . متجهون إلى منتصف المدينة متجهون إلى منتصف المدينة لأن هناك من يعرفونه مفقود |
| Yanlarında tanıdıkları biri olursa onlar için daha kolay olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنه من الأسهل عليهم أن يكونوا مع شخص يعرفونه |
| Ya da yeni tanıdıkları biriyle yatmazlar. | Open Subtitles | أو ينامون مع أحد ما بالكاد يعرفونه في سن ال17، أو أقل |
| Ya da yeni tanıdıkları biriyle yatmazlar. | Open Subtitles | أو ينامون مع شخص بالكاد يعرفونه في سن 17 أو أقل |
| Bu aşağılıkları, az çok tanıdıkları inşaatçıyla nasıl konuşturacağım peki? | Open Subtitles | وكيف من المفترض أن أجعل هؤلاء الحمقى يتكلمون لمقاول بالكاد يعرفونه |
| Seri katiller genelde tanıdıkları biriyle işe başlarlar. | Open Subtitles | حسنا، السفاحين عادة ما تبدأ مع شخص يعرفونه. |
| Herhâlde tanıdıkları herkes ölünce. | Open Subtitles | أظن أن عندما يموت آخر شخص يعرفونه |
| Gerçek bir arkadaşlıkları yok ancak ortak tanıdıkları var. | Open Subtitles | ولم يكونوا اصدقاء فعليا لبعضهم البعض كانت تجمعهم معارف مشتركة |
| Babanın orada tanıdıkları olma şansı var mı? | Open Subtitles | أهناك فرصة أن يكون والدكِ لديه معارف هناك؟ |
| Kiminle konuştu, şu an aktif olan tanıdıkları olabilir mi? Adam izole edilmişti. | Open Subtitles | مع من كان يتحدث، وأيّ معارف ربما ما يزالون نشطين. |
| Sonra Brockman'ın tanıdıkları, Brockman'ın tanıdıklarının tanıdıkları. | Open Subtitles | ومعارف بروكمان .. ومعارف معارف بروكمان |
| Ancak sağlıklı insanlara verildiğinde onların halihazırda tanıdıkları ve önemsedikleri insanlara karşı bağlı hissetme kabiliyetlerini etkiledi. | TED | ولكن عندما يُعطى لأشخاص أصحاء، فإنه في الواقع يتدخل مع قدرتهم بالشعور بالارتباط مع أشخاص يعرفونهم من قبل ويهتمون بهم. |
| Bu, birbirlerini tanıdıkları anlamına gelmez. | Open Subtitles | لا يعني ذلك إنهما يعرفان بعضهما البعض |
| Çünkü çoğu Yahudi ailenin savaş sonrası yıllarında Amerika Birleşik Devletleri'nde akrabaları veya tanıdıkları vardı. | Open Subtitles | فعائلات كثيرة يهودية في السنوات اللاحقة للحرب كان لها شخص في الولايات المتحدة من الأقارب أو المعارف |
| Ama hâlâ, tanıdıkları ve uğraştıkları, yaşayan Diana ile halkın gözündeki Diana'nın aynı kişi olduğunu düşünüyorlar ama öyle değil! | Open Subtitles | لكنهما ما زالا مخطئين بالتفكير بأن (ديانا) التي عرفاها... من العيش والتعامل معها... ستصبح هي ذاتها التي يراها الجمهور ولكن ذلك غير صحيح |
| tanıdıkları ona böyle seslenirdi. | Open Subtitles | . أي شخص يعرفه يناديه بهذا الاسم |