| Chan, yüzey tarayıcısı, profesör farklı bir sinyal alıyor gibi görünüyor, tho. | Open Subtitles | تشان، إنه ماسح السطح يا أستاذ يبدو أنه يلتقط إشارة مختلفة، ذُو |
| tarayıcısı var. Belki suç mahalline gitmiş ve oradan almıştır. | Open Subtitles | لديّه ماسح ربّما ذهب إلى مسرح الجريمة وأخذهم من هناك |
| Yaygın olarak kullanılabilicek kadar basit yapın, Çin'de bahsettiğimiz CT tarayıcısı gibi. | TED | اجعلهم سهلة بما فيه الكفاية للاستخدام ويمكن الوصول إليها على نطاق واسع، مثل ماسح الصور المقطعية الذي رأيناه في الصين. |
| Arabanın yerini belirlemek için vinç konuna bir ısı tarayıcısı yerleştirdik. | Open Subtitles | نحن الثابتة الماسح الضوئي الحراري على ذراع رافعة لتحديد موقع السيارة. |
| - Hayır. Ama eğer Aubrey'de dijital tarayıcısı olan birini bulabilirsek, çıkarabilirim. | Open Subtitles | لكنّنا قد نكون قادرون على إذا نحن يمكن أن نجد شخص ما في أوبري بالناسخ الضوئي الرقمي. |
| Tamam, sonra da bir tane kemik yoğunluk tarayıcısı satmaya gideceğiz. | Open Subtitles | حسناً، وبعد ذلك سنذهب لبيع جهاز ناسخ كثافة العظام |
| Bu yüzden ikiniz o rüya tarayıcısı üzerinde çalışıyordunuz. | Open Subtitles | بهذه الطريقة كنت أنت وهي تعملون على جهاز ماسح الأحلام |
| Etkili ama bir frekans tarayıcısı ile tespit edilmesi kolaydır. | Open Subtitles | فعّال لكن سهل الضبط بواسطة ماسح الترددات |
| Parmak izi tarayıcısı ve VİCAP veri tabanı yoksa başka ihtiyacımız olan ne var ki? | Open Subtitles | أجل، حسنٌ، مالم يكُن لديه ماسح بصمات وقاعدة بيانات المجرمين، فأيّ شيء لديه نحن بحاجة إليه؟ |
| Bu bir taşınabilir kemik yoğunluk tarayıcısı. | Open Subtitles | وإنما ماسح ضوئي نقال لكثافة العظام |
| Belki retina tarayıcısı da olabilir tabii. | Open Subtitles | لديهم ايضا ماسح ضوئي لشبكة العين |
| RFID tarayıcısı mı? | Open Subtitles | ماسح تحديد الترددات الراديوية؟ ما ذلك؟ |
| Yüksek hassasiyetli nabız ölçer, ARD cihazı kırılımı arttırılmış X-Ray tarayıcısı. | Open Subtitles | ماكينة"أيه أر دي" ، ماسح ضوئي بالأشعة السينية المحسنة |
| Babamın iş yerinde bir film tarayıcısı var. Renkli lazerjet, Power point. | Open Subtitles | (أبى لدية ماسح ضوئى فى المكتب ، وطابعة ألوان ، وبرنامج (البور بيونت |
| Uzun Erimli Uzay tarayıcısı. Bir şey yakaladı. | Open Subtitles | باحث الفضاء الضوئي البعيد المدى إكتشف شيئا |
| Eğer bütün millet olarak toplanmış Bunu duygu dakikalarla izliyorsanız Ve siyah kadın'ın tarayıcısı varsa Ve kim başlangıçta durursa valizini kontrol etmelisin Ve kim senden gizli ona niyetini söylerse... | Open Subtitles | لو كل الإدارة تجمعوا و يشهدون هذه اللحظة المؤثرة حتى الأنثى السوداء في الماسح الضوئي |
| Retina tarayıcısı mı yani? | Open Subtitles | كما هو الحال في الماسح الضوئي الشبكية. |
| Diğer taraftan Edward'ın görsel mekanizması, görüntü tarayıcısı gibi çalışıyor. | Open Subtitles | (والجهاز البصري لدى (إدوارد , يعمل كأنه ناسخ صور بصري |
| Harika. Retina tarayıcısı. | Open Subtitles | عظيم، ناسخ بصمة العين |
| kontrol odasında, duvarda parmak izi tarayıcısı var. | Open Subtitles | يوجد فاحص لبصمات الأصابع على اللوحه |
| Tor tarayıcısı aslında Amerikan Donanması'na ait bir | TED | كان متصفح تور في الأصل مشروع المخابرات البحرية الامريكية. |