| Ve dün gece aramızda ufak bir tartışma yaşadık. | Open Subtitles | و أعتقد أننا تشاجرنا نوعاً ما الليلة الماضية |
| Bir tartışma yaşadık ondan bir şeyler sakladığım için benden ayrıldı. | Open Subtitles | تشاجرنا وانفصلت عني لأنني كتمت أسرارًا عنها |
| Çok zeki bir adamsın. Evet, bir tartışma yaşadık. | Open Subtitles | إنك رجل ذكي جداً نعم، لقد تشاجرنا |
| Annenle ben çok fazla tartışma yaşadık, | Open Subtitles | لقد كنّا نتجادل كثيرًا، أنا ووالدتك، |
| Mektubu ona vermeye geldiğimde büyük bir tartışma yaşadık. | Open Subtitles | عندما اتيت هنا لأعطائها له لقد تجادلنا بوحشية |
| - Bir tartışma yaşadık. Seni üzdüm. | Open Subtitles | - لقد تشاجرنا , و لقد أزعجتكِ - |
| - Evet, birazdan döner. Küçük bir tartışma yaşadık. | Open Subtitles | - نعم، ستعود، لقد تشاجرنا. |
| Ufak bir tartışma yaşadık. | Open Subtitles | لقد تشاجرنا |
| Biz yalnızca bu askeri arma konusunda ufak bir tartışma yaşadık, o kadar. | Open Subtitles | أتعلمين,لقد كنّا نتجادل بشأن هذا الشعار |
| - Bu yaz evlere bakarken pek çok tartışma yaşadık. | Open Subtitles | تجادلنا كثيرا هذا الصيف عندما كنا نبحث عن منزل. |
| İşin aslı Jesse ve ben çok büyük bir tartışma yaşadık. | Open Subtitles | كما ترين، الأمر أنني و(جيسي) تجادلنا مؤخراً |