| Tash, parti verdiğimi söylemememin sizinle bir alakası yoktu. | Open Subtitles | تاش ، لا أحدثك عن ذلك الحفلة لا تخصك في شئ |
| Tash savaşçı gen ile ilgili araştırma yaparken birini bıçaklamaktan hapse girmişti. | Open Subtitles | لقد كان في السجن لطعن شخصِ ما عندما كانت تاش تقوم بدراستها عن جينة المحارب |
| Nişanlandıktan hemen sonra Tash ve ben genetik tetkikleri tamamlamıştık. | Open Subtitles | بعدما تمت خطبتنابقليل أنا و تاش قمنا بفحوصات جينية |
| Bence Cate'e ben ve Eric hakkında doğruyu söylemeliyim Tash. | Open Subtitles | "أظن بأني يجب أن أخبر "كايت" بالحقيقه يا "تاشا "عن علاقتي ب"إريك |
| Sen ne diyorsun ya, Tash? | Open Subtitles | عن ماذا تتحدثى بحق الجحيم , تاشا ؟ |
| Düşün bakalım, biz Bennett Tash'e ulaşınca ne olacak? | Open Subtitles | لذا تخيل ما سيحدث "عندما نعثر على "بينيت تاش |
| Şimdilik, Milovan biz takımın üçüncü üyesi Tash'ı bulana kadar kozun kendisinde olduğunu biliyor. | Open Subtitles | حتى الآن فإن "ميلوفان" يعرف أنه "يسيطر على الوضع حتى نجد "تاش الفرد الثالث في فريقه |
| Senin dokümanlar Tash'te ise üzerine düşen görevi yapabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تقوم بعملك ؟ لترى إن كانت هناك أرواق للتبع "تاش" ؟ |
| Bennett Tash denen adam, Overtown'da banka hesabı açmış. | Open Subtitles | ذاك الشخص "بينيت تاش" قام بفتح حسابات مصرفية في أوفرتاون |
| Gerald Lydon adında bir hastayla çalıştığını biliyordum ama Tash bana, o hastalığı başkasının bulaştırdığını düşündüğünü hiç söylememişti. | Open Subtitles | كنت أعلم أنها كانت تعمل مع أحد المرضي المصابين بالجنون يُسمي جيرالد ليدون ولكن تاش لم تخبرني قط أنها تعتقد أن هناك من اعطاه جرعةٍ ما سببت له ذلك |
| Tash, bu adamların gemiye ne kadar hızlı bir şekilde döndüklerini kontrol et. | Open Subtitles | تاش"، اترين هؤلاء الرجال " اعيدهم بأمان إلى سفينتهم |
| Defter Tash'da değilmiş. | Open Subtitles | و "تاش" ليس بحوزته سجل الحسابات" |
| Tash bunlar benim suçum değildi. Böyle olmasını istemezdim. | Open Subtitles | (تاش)، ليس أيّ من هذا خطئي فلم أرغب بذلك |
| Tash, bu harika ötesi bir şey. | Open Subtitles | تاش ، هذا أكثر مذهل |
| Ona benziyordu, Tash. | Open Subtitles | كانت تشبهها جداً ، تاش |
| Tash, seni gördüğüne çok sevinecek. | Open Subtitles | تاش ، ستكون سعيدة لرؤيتك |
| Tash, lütfen. Bugünkü saldırının arkasında olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | (تاش)، أرجوكِ، أعرف أنكِ خلف ذلك الإختراق اليوم. |
| Bekle, Tash. | Open Subtitles | ؟ انتظري ، تاشا |
| Tash burada kaldığını söyledi. | Open Subtitles | تاشا قالت لي بأنك هنا |
| Tash, üzgünüm. | Open Subtitles | تاشا , أنا آسفه |
| Tash'la ben her zaman senin için buradaydık. | Open Subtitles | أنا وتاش دائماً كنا هنا من أجلك |