| İyi tatiller. | Open Subtitles | اراك قريبا, كارين عمل عظيم عطلة نهاية الأسبوع جيّدة |
| Her gün. Hafta sonları, tatiller. İnanmasan da, bizim de hislerimiz var. | Open Subtitles | كل يوم وكل عطلة وكل إحازة طويلة صدق أو لا لدينا مشاعر هنا |
| Şimdi, eğer bana izin verirseniz, tatiller insanların yalnız ve ümitsiz oldukları zamandır. | Open Subtitles | الآن، أئذنا لى الأعياد هى وقت يكون فيه الناس وحيدة و يائسة |
| Kusura bakmayın ama oğlunuz tatiller çok sevmiyor gibi. | Open Subtitles | بدون إهانة ولكن لا يبدو أن ولدكِ ممن يحبون العطلات |
| Bencilce olduğunu biliyorum. Ama tatiller bunun içindir. - Sen izinde ne yapacaksın? | Open Subtitles | وماهي مهام الإجازة الأخرى ماذا تفعلين في إجازة الأسبوع؟ |
| Asla çocuklarınla birlikte değilsin çıktığın uzun tatiller de buna dahil. | Open Subtitles | لا تكونين مع أطفالك نهائيًا ليس حتى في العطل التي تأخذينها |
| Conner Endüstri adına, size teşekkür ederim ve size iyi tatiller dilerim. | Open Subtitles | نيابة عن " صناعات كوبر " انا اشكركم واتمنى لكم اجازة ممتعة |
| tatiller, aşık oldukları insanlarla beraber zaman geçirmek için güzeldir. | Open Subtitles | الاجازات للناس السعداء الذين يريدون ان يقضوا وقتا مع احبائهم |
| Doğum günleri. tatiller. İyi partileri çok severdi. | Open Subtitles | أعياد الميلاد والأجازات دائما تحب الحفلات الجيده |
| Şey, bilirsin babanın çalıştığı yerlerde öyle büyük tatiller olmuyordu. | Open Subtitles | حسنا.. انت تعلم لم تكون عطلة كبيرة حيثما كان ابوك يعمل |
| tatiller, insanları bir araya getirmek için harika bir bahane, değil mi? | Open Subtitles | عطلة أعياد الميلاد عذر عظيم لجمع الناس معآ صحيح؟ |
| tatiller için aile ideal bir şeydir. Ama seni tahmin edilebilir yapar. | Open Subtitles | هذا امر جيد بما فيه الكفاية لقضاء عطلة عيد الميلاد ولكنه يجعلك تتتبأ بها |
| Ve ailelerin dahil olduğu bütün tatiller gibi tehlikelerle dolu olabiliyor. | Open Subtitles | ومثل أي عطلة تتضمن العائلة ستكون محفوفة بالمخاطر |
| Söyler misin Ilsa bilirsin işte madem tatiller istediğimiz kadar iyi değil şu ağaçtan kurtulmaya ne dersin? | Open Subtitles | إيلسا ترين هذا الأعياد ليست حقا مثلما يتصورها الجميع، |
| Önemli olaylar ya da tatiller arasında kimseyi terk edemezsin. | Open Subtitles | الفترة بين الأحداث الرئيسة و الأعياد عندما لا تستطيع أن تهجر شريكك. |
| Haftana iki bin istiyorum, ikramiye ve bir ay tatil artı normal tatiller. | Open Subtitles | أحتاج إلي آلفا دولار بالشهر, إمتيازات إجازة شهر, بالإضافة إلي العطلات المعتادة |
| İnsanlar mezarlıkları sadece cenazeler için değil, ayrıca kutlamalar, tatiller veya bir akşamüstü yürüyüşü için de ziyaret ediyorlardı. | TED | كان الناس يزورون المقابر في الجنائز، والمناسبات وأيام العطل أيضاً، أو ببساطة، عصراً في الهواء الطلق، |
| Bu kadar yeter. İyi tatiller, millet. | Open Subtitles | انتهى حديثنا ، اجازة ممتعة للجميع |
| - Sonra görüşeceğiz. - İyi tatiller, Becky. | Open Subtitles | سوف أرى تمتعي بأجازة صيف جميلة بيكي |
| İyi tatiller. Ehliyet ve ruhsat. | Open Subtitles | أجازة سعيدة,اعطنى رخصتك و رخصة السيارة. |
| Evet, ben de öyle. Çalışıyorum. Connecticut banliyösünde tatiller boyunca büyük işler yapıyorum. | Open Subtitles | نعم ، وأنا أيضًا إنني أعمل على مشاريع كبيرة في الإجازات |
| Çok teşekkür ederim. Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın. İyi tatiller. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً وأعتذر على الإزعاج استمتعي بإقامتك |
| Beş yıldızlı tatiller, yepyeni bir kamyonet, özel yapım mobilyalar. | Open Subtitles | عطلات 5 نجوم, و سيارة رباعية الدفع علامات تجارية,وأثات مصنوع خصيص للزبون |
| Göze kaçan kumlar, cilt kanseri, küçükken asla gidemediğim tatiller. | Open Subtitles | رمال في عيني، سرطان جلد، إجازات لم تحصل لي وأنا طفلة. |
| Ben gidiyorum. Size iyi tatiller çocuklar. | Open Subtitles | سأغادر لذا استمتعوا بعطلة نهاية الأسبوع يا رفاق. |