| - Hayır, öyle olduğuna dair bir kanım yok fakat Teb'e yönelik küçük bir karargâh olduğuna dair raporumuz var. | Open Subtitles | لا, ليس لدي إنطباع انك منهم و لكن لدينا تقرير عن معسكر صغير ... يتحرك نحو طيبة ... مسيرة ساعة |
| Teb ve Atina'da yaptığı tehditlerin burada işe yaramayacağını anlamadı. | Open Subtitles | لم يفهم ذلك التهديد الذي كان بين (طيبة) و(أثينا) لم ينجح هنا. |
| Güneydeki bütün bölgeler sizde kalabilir ama Teb ve bağlı olduğu Nil Nehri daha fazla Mısır kurallarına göre yönetilemez. | Open Subtitles | وكل المناطق الجنوبية تبقى لكم ولكن ثيبز والنهر العظيم الذي تقع على عاتقه لن يحملوا بعد الآن ثقل الحكم المصري |
| Narbo'dan Teb'e kadar geceleri ismimi haykıran kızlar var. | Open Subtitles | هناك نساء من ناربو إلي ثيبز يصرخون باسمي في الليل |
| Teb, tercüme devresini aç. | Open Subtitles | تيب , شغل دائرة الترجمه |
| Teb'te kalmamın yalnızca bir sebebi vardı ama o da kalmadı artık. | Open Subtitles | كنت قد مكثت في "طيبه" لسبب واحد والآن ضاع هذا السبب |
| O halde Teb'e, kadınlarınıza, ailenize kahramanlar olarak döneceğiz! | Open Subtitles | و سنعود لطيبة لنسائكم, و عائلاتكم كأبطال |
| Teb'e yalnız çıktığına dair laflar var. | Open Subtitles | هناك حتى بعض الشائعات انه يُغامر بمفرده في (طيبة) |
| Dikkatli olmalıyız ki Teb'e ulaşmasın bunlar. | Open Subtitles | علينا أن نبقى حذرين أن لا يصل هذا ل(طيبة) |
| Bu adam neredeyse Teb kapılarının gediğini açan Mitanni suikastçilerinin elinden kurtulan birisi. | Open Subtitles | فهو من قضى على قتلة (الميتاني) اللذين اقتربوا من تجاوز بوابات طيبة |
| - Teb. Teb'e geri dönmeliyim. | Open Subtitles | طيبة, عليّ العودة الى طيبة |
| Seni Teb'de bekliyor olacaklar. | Open Subtitles | سينتظرونك في طيبة |
| Teb'teki tapınaktan bir Amon başrahibi. | Open Subtitles | (هذا هو الكاهن الأعلى لـ(آمون "زعيم معبد "طيبة |
| Yakında Teb'in geri kalanını tufan gibi patlatacak. | Open Subtitles | قريباً, سوف ينفجر بقوة مثل الفيضان عبر بقية ثيبز |
| - Vezir, ailenin Teb'e geldiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد اخبرني الوزير ان والديكِ قد اتوا إلى ثيبز |
| Bu arada, Teb'in lezzetleri misafirim olduğun sürece senin olacak. | Open Subtitles | بالوقت الحالي, متعة ثيبز سوف تكون لك ما دمت تبقى كضيفي |
| - Teb'e geri dönmeliyiz. | Open Subtitles | علينا العوده إلى ثيبز تستطيع ثيبز الإنتظار |
| Teb'e girdiğimizde zafer senin olacak. | Open Subtitles | عندما نقود إلى ثيبز سيكون المجد لك |
| Hadi, Teb, hadi! | Open Subtitles | الى تيب |
| Efendim, ben Teb. | Open Subtitles | -سيدى أنا تيب |
| Efendim onun için endişeleniyor, Teb'teki en iyi ebeyi bulmak için görevlendirildim. | Open Subtitles | يخشى مولاي عليها وأرسلني لإحضار أفضل قابلة في "طيبه" |
| Ahouri'nin kızı doğduktan sonra göçmen ebe oluşumu Teb'te duymayan kalmamıştı. | Open Subtitles | بعد ميلاد ابنة (أهوري) ذاع في "طيبه" صيت القابلة الأجنبية |
| Teb'e girdiğimizde, zafer senin olacaktır. | Open Subtitles | و سنسير لطيبة و المجد سيكون لك |