| Araştırmacılar, Panbanisha'nın tebeşirle yere sözcük kodları yazarak ne dediğini kayıt altına aldılar. | TED | بدأ الباحثون في تسجيل ما قالته بانبانيشا، بكتابة الرموز على الأرض بالطباشير. |
| Ayak izleri, el izleri. Bir şey görünce tebeşirle etrafını çiz. | Open Subtitles | طبعات أقدام طبعات أيدي عندما نرى شيء نضع دائرة بالطباشير |
| Elbette. Yukarıda, tebeşirle çizilmiş odanın yanındaki oda. | Open Subtitles | بالتأكيد, في الطابق العلوي بجانب الغرفة المحددة بالطباشير |
| Askılı bir adam yola tebeşirle resim çiziyor. | Open Subtitles | رجل يقوم بالرسم بالطباشير في شارع القناة |
| Bir karatahtaya tebeşirle yazınca tebeşir tozu asıl parçasından ayrılarak tahtaya yapışır. | Open Subtitles | عندما نكتب على السبورة، العلامات التي نتركها هي غبار الطباشير الذي يتفتت من حدّ الطباشير |
| Tamam, dişlerimi tebeşirle temizledim, bacaklarımı patates soyacağıyla tıraş ettim. | Open Subtitles | حسناً, لقد نظفت أسناني بالطباشير, وحلقت رجلي بأداة تشبه مقشرة البطاطس. |
| Ama bize biraz vakit kazandırmak istiyorsanız cesedin etrafını tebeşirle çizmeye başlayabilirsiniz. | Open Subtitles | ولكن إن أردتَ توفير بعض الوقت علينا يمكنك البدء في تحديد جسده بالطباشير |
| Senin bir kapıcın var... Benim ise tebeşirle dış hattı çizilmiş bir kapıcım var... | Open Subtitles | عندك بواب وانا عندي بواب مرسوم بالطباشير على الحائط |
| Yaptığın bütün iş, o resmin üzerine tebeşirle çizgi çekmek. | Open Subtitles | لقد رسمت ِ للتو على تلك الصورة بالطباشير |
| Gizli mesaj yoluyla iyi olduklarını bildiriyorlardı, üç günde bir belirli bir yere tebeşirle iz bırakıyorlardı. | Open Subtitles | هم يعلومننا بأنهم بخير عن طرق نقطة إلتقاء، يتركون علامة بالطباشير في مكان معين كل 3 أيام. |
| Hayır, vücuduma tebeşirle resim çizecek birini arıyorum. | Open Subtitles | لا، أنا أبحث عن من يرسم عليَ بالطباشير. |
| Dışarıda ismim tebeşirle yazıyor. | Open Subtitles | إن إسمي مكتوب بالخارج بالطباشير |
| Sanırım tebeşirle daha sonra çizmişler. | Open Subtitles | أعتقد أنه قد رسموا بالطباشير بعد ذلك |
| Onu ve kardeşlerini tebeşirle oynarken görünce el salladım sadece. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}،عندما رأيتُه يلعب مع أشقّائه بالطباشير لوّحتُ مرحّبةً به فقط. |
| Tüm olay yerini dairemizde yeniden oluşturmuştuk sanki ikimizin çevresi tebeşirle çizilmiş gibi yaşıyorduk. | Open Subtitles | أعيد بناء مسرح الجريمة في شقتنا... شعرت وكأننا علقنا مع شخصين بالطباشير. |
| Duyurmamız gerek. Didi tebeşirle müthiş resimler yapıyor. | Open Subtitles | . يجب أن نكتب شعارنا بالطباشير |
| Bence "tebeşirle cesedin etrafını çizen adam" yapabileceğiniz en iyi işlerden biridir. | Open Subtitles | يبدو لي أن "محدد الجثة بالطباشير"... هي إحدى أفضل الوظائف هناك... |
| Paul Klee. Çizmeye, tebeşirle kaldırımlara bir şeyler çizerek başlamış. | Open Subtitles | بول كيلي" بدأ الرسم بالطباشير" |
| - Bahçe iskemlesine beyaz tebeşirle yazılmış, birebir kopya mı? | Open Subtitles | في الطباشير البيضاء على مقعد الحديقة؟ |
| tebeşirle çizilen de bir çocuk vücuduydu. | Open Subtitles | للذهاب مع مخطط الطباشير من جسم طفل. |
| Bir omuz çantası ve tebeşirle çizilmiş bir ceset şekli. | Open Subtitles | وحقيبة ومخطط الطباشير الصغيرة . |