| Beni tehdit ettin, ehliyetimi, işimi tehdit ettin ve şimdi... | Open Subtitles | هددتني هددت بنزع رخصة سيـاقتي هددت عملي ، و الآن |
| Onu, dünyasına bir sonda ordusu göndermekle tehdit ettin. | Open Subtitles | أنت هددت بإرسال العديد من المسبارات الى عالمه |
| Sarhoş oldun, kavga ettiniz ve onu ölümle tehdit ettin. | Open Subtitles | كنت قد حصلت على سكران لكم ، قتال وهددت بقتله. |
| Duruşmada şahitlik yapması için, onu kardeşini öldürmekle tehdit ettin. | Open Subtitles | لقد هددته بقتل أخيه إذا شهد ضدك في المحكمة |
| Sen tehdit ettin diye, Rus alfasını öldürüp bir savaş başlatacağımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد باني اريد ان اقتل الالفا الروسي وأشعل حرباً بسبب تهديدك لي |
| Bana hakaret ettin ve beni tehdit ettin. | Open Subtitles | أنت تحديتني وهددتني |
| Onu dava etmekle tehdit ettin. Ama bunu yapmamı sen söylemiştin. | Open Subtitles | هدّدت بمقاضاتها لكنّك اخبرتنى ان أقول ذلك |
| - Neyi açıklayan? Seninle yatmazsa, kocasına söylemekle tehdit ettin. | Open Subtitles | أنك أكتشفت أمر الموقع و هددت أن تخبر زوجها |
| Konuklardan birini silahla tehdit ettin. Sahi mi? | Open Subtitles | نعم و من الواضح أنك هددت أحد ضيوفنا بمسدس |
| Avukat davadan çekilmezse onun doğmamış çocuğunu öldürmekle tehdit ettin, değil mi? | Open Subtitles | بل هددت المستشار بقتل طفله في بطن أمه إلم يتخلى عن القضية أليس كذلك ؟ |
| Çünkü beni, varlığına hâlen inanmadığım, bir videomuzu internete koymakla tehdit ettin. | Open Subtitles | لأنك هددت بنشر فيديو خاص بنا في شبكة الإنترنت الذي مازلت لست مقتنعه بوجوده |
| Onu herkese duyurmakla tehdit ettin, o yüzden değil mi? | Open Subtitles | كان ذلك بسبب أنك هددت بأن تفضح الأمر للعلن ، صحيح ؟ |
| Çünkü geçtiğimiz gün içinde Başkan'a karşı geldin, istifanla tehdit ettin. | Open Subtitles | لأن الأيام الماضية قاومت الرئيس وهددت بإستقالتك |
| - Evime gelip firmamı tehdit ettin. | Open Subtitles | حضرت إلى منزلي وهددت شركتنا * يقصد بالمنزل مكان عمله * |
| Onu tehdit ettin, hapse gireceğini söyledin. | Open Subtitles | لقد هددته وقلت له أنه سيذهب إلى السجن |
| Bunu yapacağım ama beni tehdit ettin diye değil. | Open Subtitles | سوف أفعل ليس بسبب تهديدك |
| Beni tehdit ettin. | Open Subtitles | انت سحبت شعري وهددتني |
| Anlattıkların doğruysa, neden Stan'in karısını tehdit ettin? | Open Subtitles | حسناً، لو كان ذلك صحيحاً، فلمَ هدّدت زوجته؟ |
| Dünyamızı savaşla tehdit ettin. | Open Subtitles | أنت تُهدد عالمي بالحرب. |
| Bana söylememesi için tehdit ettin. | Open Subtitles | و هددتها إذا قالت لي حسنا، احزري. |
| İkisini de öldürmekle tehdit ettin ve şimdi adam kayıp. | Open Subtitles | لقد هددتهم جميعا بالقتل , والآن هو مفقود |
| lRA'in para işlerine bakan adamını arkadaşlarının önünde tehdit ettin. | Open Subtitles | تقدمت من الرجل الذي يجمع المال للجيش الجمهوري الإيرلندي وهددته أمام رجاله؟ |
| Babanın yardım ihtiyacı var. Evet, ama seni son gördüğümüzde, onu saçmalarla doldurmakla tehdit ettin. | Open Subtitles | نعم , لكن آخر مرة رأيناك هددتنا بأن تقتله |
| Yani gerçekten Lily Van der Woodsen'ı fiziksel şiddetle mi tehdit ettin? | Open Subtitles | اذن هل هددتي ليلي فان دير ويدسون جسدياً؟ |
| Kocanı tehdit ettin. | Open Subtitles | الان , انت هددي زوجك |
| Evliliğimi tehdit ettin. Hayatımdaki tek ışığı yok etmeye çalıştın ve bunu yaptığın için hayatta olduğun sürece bana bir şeyler borçlu olacaksın. | Open Subtitles | هدّدتَ زواجي وحاولت إطفاء النور الوحيد في حياتي، وعقاباً على ذلك... |