| Onlar enayi çünkü, hayatlarını yabancılar için tehlikeye atıyorlar. | Open Subtitles | انهم حمقى لأنهم يخاطرون بحياتهم من أجل غرباء |
| - ...hayatlarını her gün tehlikeye atıyorlar. | Open Subtitles | ولكن هؤلاء الطيارين الاخرون يخاطرون بحياتهم لاجلنا كل يوم |
| Modern zaman gladyatörleri rüzgara karşı, ölümsüzlüğe giden yolda, canlarını tehlikeye atıyorlar. | Open Subtitles | سفّاحون هذه الايام يرمون بالحذر بعيداً يخاطرون بحياتهم لأجل لحظة خلود |
| Öylece, hayatlarını sadece bir kişi için tehlikeye atıyorlar. | Open Subtitles | انهم يخاطرون بارواحهم لان ينقذوا واحد فقط لا تبخسي بقوة الملك |
| Her zaman uzaktalar ve her zaman hayatlarını tehlikeye atıyorlar. | Open Subtitles | دائماً يكونون بعيداً ودائماً يخاطرون بحياتهم |
| Hayatlarını, ülkeleri için tehlikeye atıyorlar. Bu ülke, senin kanından değil, unuttun mu? | Open Subtitles | انهم يخاطرون بحياتهم من أجل وطنهم - فلتذكر أن الوطن ليس من دمك - |
| Takımdan çekinmediklerini göstermek için kendilerini tehlikeye atıyorlar. | Open Subtitles | فهم يخاطرون بأنفسهم لإثبات" "''أنّهم لا يخشون عصابة ''الشبح |
| Dışarı çıktıkları her seferde hayatlarını tehlikeye atıyorlar. | Open Subtitles | يخاطرون بحيواتهم كلّما ذهبوا للخارج. |
| Adamlarım ne için götlerini tehlikeye atıyorlar bunu da bilmiyorum! | Open Subtitles | و لا أعلم لما يخاطرون رجالي ؟ |
| Dışarıdaki adamlarım bundan çok daha fazlasını tehlikeye atıyorlar. | Open Subtitles | لدى رجال يخاطرون بأهم من ذلك |
| Hayatlarını tehlikeye atıyorlar! | Open Subtitles | يخاطرون بحياتهم! |