| Neden akıl sağlığını bir kaç hatıra için tehlikeye atıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تخاطر بتعريض سلامة عقلك للخطر من أجل ذكريات مفقودة |
| Madem tehlikeli birisi, neden onu kurtarmak pahasına canını tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | حسناَ لو كان كذلك خطراَ جداَ لم تخاطر بحياتك لإنقاذه ؟ |
| - Her şeyini tehlikeye atıyorsun. Bir adam için değer mi? | Open Subtitles | أنت تخاطر بكل ما تملك هل تعتقد أن رجلاً واحداً يستحق كل هذا؟ |
| - Misilleme operasyonu riske sokabilirdi - Sen benimkileri tehlikeye atıyorsun! | Open Subtitles | الأعمال الإنتقامية قد تعرضنا للخطر إنها تعرضني أنا |
| - Banane! Böyle konuşarak ölümsüz ruhunu tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | انا لا اهتم انت تخاطرين بحياتك الفانيه بكلامك هذا |
| İçeri gir. Yine hayatını tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | يجب أن تذهب إلى الداخل أنت تخاطر بحياتك مرة أخرى |
| 200 woolongluk bir köpek için hayatını tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | تخاطر بحياتك من أجل كلب كل سعره هو 200 ووبونغ. |
| Ama neden benim için hayatını tehlikeye atıyorsun? | Open Subtitles | لكن لماذا تريد أن تخاطر بــ حياتك من أجلي |
| Karşıma bu şekilde her çıktığında kendini tehlikeye atıyorsun, bunu biliyor muydun? | Open Subtitles | كل مرة تظهر بها هنا فأنت تخاطر بأعضاءك. وأنت تعرف ذلك؟ |
| Birilerini burnunu düzeltmek için ameliyat masasına yatırdığın her defasında hayatlarını tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | كلّما خدّرتَ إحداهنّ لإصلاح أنفها، كنتَ تخاطر بحياتها |
| Görücü usulü evlilik planlıyorsun ama başka birisinin aşk evliliği yapması için işini tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | حسنا ، كنت تخطط على الزواج ، لكنك تخاطر عملك فقط لمساعدة شخص ما مع زواج الحب. |
| - Yeni koç? Onlar seni koçluk yap diye yolladı sen ise onların hayatını tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | المدرب الجديد، أرسلوك إليّ لتدرب الفريق وأنت عرّضت حياتهم للخطر |
| Onu tehlikeye atıyorsun. İkiniz de öleceksiniz. | Open Subtitles | لكنك تعرضها للخطر وإن لم تكف ستموتا أنتما الإثنين |
| Bu kamptaki her bir adamın hayatını tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | انت تعرض حياة كل رجل في هذا المعسكر للخطر |
| Bana yerini söylemeyerek muhtemelen sonraki başkan olacak bir senatörün hayatını tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | و عدم اخبارى اين هو يعرض حياه السيناتور للخطر الذى لديه فرصه جيده ليصبح الرئيس القادم |
| Kendini hiç düşünmeden tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | أقحمتِ نفسك للخطر دون أن يكون لديكِ أي سبب لذلك |
| Evet, düşünsene. Kurallar o kadar sertse, işini tehlikeye atıyorsun demektir. | Open Subtitles | أجل ، وفكر بالأمر ، لو كانت القوانين مشددة فأنت تعرض وظيفتك للخطر |
| Kendini tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | إنك تخاطرين كثيرا مقارنة بما يمكن لأب تجاهله. |
| Bizim için canını tehlikeye atıyorsun. Senden fazlasını isteyemeyiz. | Open Subtitles | أنت تخاطرين بحياتك من أجلنا ولا يمكننا سؤالك أكثر من هذا |
| Bizim için canını tehlikeye atıyorsun. Senden fazlasını isteyemeyiz. | Open Subtitles | أنت تخاطرين بحياتك من أجلنا ولا يمكننا سؤالك أكثر من هذا |
| Kariyerini tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | إنك تضع حياتك المهنية في مهب الريح |