| Mesela arabadaysam, biri bana çarparsa ve o kişinin Tek bacağı varsa bacaktan söz ederim. | Open Subtitles | مثلاً لو كنت أقود وشخص اصطدم بي وله ساق واحدة سوف أتحدث عن الساق |
| Tek bacağı olan Terrence bu ligdeki oyuncuların % 95'inden daha iyidir. | Open Subtitles | تيرنس كينج على ساق واحدة هو أفضل من 95% من ملتقطي الكرة في هذا الدوري |
| Benim anneannem 130 kilo ve Tek bacağı var. | Open Subtitles | جدّتي تزن 300 باوند ولديها ساق واحدة |
| Baltimore'da Tek bacağı olan, yaşlı beyaz birini bulmak o kadar da zor değil. | Open Subtitles | ليس من الصعب إيجاد رجل ذو ساق واحده, عجوز, أبيض قاتل في بالتيمور |
| Kaç tanesinin Tek bacağı var? | Open Subtitles | حسنا, كم منهم لديه ساق واحده فقط؟ |
| Birinin Tek bacağı vardı. | Open Subtitles | كان أحدهما واقفاً على ساق واحدة |
| Birinin Tek bacağı vardı. | Open Subtitles | أحدهم يقف على ساق واحدة فقط |
| Ve daha yedi yaşında, kızakla kayarken Salzburg'da geçirdiği kaza yüzünden Tek bacağı var. | Open Subtitles | وكانت لديه ساق واحدة فحسب بسبب حادث تزلج تعرض له... في (سالزبيرج) عندما كان في السابعة من عمره فحسب؟ |
| Herifin Tek bacağı vardı. | Open Subtitles | كانت لديه ساق واحده |