| O'nun tek isteği seni kucaklamak,seni sevmekti. | Open Subtitles | هى أرادت فقط ان تعانقك , لأنها تحبك |
| tek isteği normal bir tatil geçirmekti. | Open Subtitles | أرادت فقط أن يكون عطلة العادية. |
| Prynne onu çağırdığında tek isteği Hanımefendisine verdiği zararı telafi etmekti. | Open Subtitles | عندما استدعاها (برين) للمثول أرادت فقط أن تزيل الأذى الذي سببته لسيدتها |
| Bu Mösyö Jerry'nin isteğidir. Onun tek isteği dans etmekti. Ve bu krallık, bu istek üzerine kurulmuştur. | Open Subtitles | هذه أمنية السيد جيري ، كل ما أراده هو ان يرقص ،و هذه المملكة أتت من هذه الأماني |
| Sanki tek isteği tüm dünyayı soyutlamakmış gibi. | Open Subtitles | ولا يتوقّف عن اللعب. وكل ما أراده هو وقف العالم. |
| Bill'in tek isteği yarışmaktı. | Open Subtitles | تعلمان ، كلّ ما أراده (بيل) هو إمتطاء الخيول |
| Şu hayatta tek isteği buydu. Üzgünüm. | Open Subtitles | -كان هذا كلّ ما أراده في حياته |
| tek isteği insanlar tarafından anlaşılmak olan bir çocuk. | Open Subtitles | أرادت فقط أن يفهمها الناس |
| tek isteği Ejder Savaşçısı'yla tanışmaktı. | Open Subtitles | كل ما أراده هو مقابلة المحارب التنيني |
| tek isteği ülkesine hizmet etmekti. | Open Subtitles | كل ما أراده هو حماية وطنه |