| Bazen tek taraflı aşklar için fazla zaman harcamak iyi değildir. | Open Subtitles | أحيانا يمكن، أن تقضي وقتاً طويلاً على حب من جانب واحد. |
| Aslında hayır çünkü ben onun fikrini almadan tek taraflı karar vermiyorum. | Open Subtitles | لا، في الواقع، لأنّني لا أتخذ قرارات من جانب واحد دون إشراكها. |
| Çoktan kendi içinde kozasına çekildiğinden, tek taraflı bir veda oldu. | TED | في الوقت الذي كانت منغلقة على نفسها، كان هناك توديع من جانب واحد. |
| Bu tek taraflı aşk diğer taraf öğrenince kendi kendine öldü. | Open Subtitles | حب من طرف واحد.. ينتهي بشكل تلقائي عندما يعرف الطرف الأخر. |
| Tabii ama bu konuşma tek taraflı olacak. | Open Subtitles | بالتأكيد لكننا سنجد أن المحادثة من طرف واحد |
| Bugün terapistim, ilişkimizin tek taraflı olduğunu söylerken bu durumdan bahsetmiş olmalı. | Open Subtitles | اظن أن هذا ما قصد معالجي النفسي اليوم ان علاقتنا من جهة واحدة |
| Büyük ihtimalle beynini uçurup gelirsin ve böylece bu konuşmalar da tek taraflı olmuş olur. | Open Subtitles | أو من المحتمل أن تعود وأنت مصاب برأسك لا يمكن أن تكون المحادثات من جانب واحد |
| İddia devam ediyor. tek taraflı olarak iptal edemeyiz. | Open Subtitles | مازال الرهان قائماً، فلا يمكن تعليقه من جانب واحد |
| Teknik olarak kâr paylaşımını, tek taraflı olarak, yeniden ayarladım diyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا القول أن ما جرى بالضبط أنني أعدت توزيع الحصص من جانب واحد |
| Büyük ihtimalle, beynini uçurup gelirsin ve böylece bu konuşmalar da tek taraflı olmuş olur. | Open Subtitles | أو من المحتمل أن تعود وأنت مصاب برأسك لا يمكن أن تكون المحادثات من جانب واحد |
| Bence senin haber yorumun biraz tek taraflı. | Open Subtitles | أعتقد ان تغطيتك ستكون قليلاً من جانب واحد |
| Sanki bütün tek taraflı şufa hakkı olayı- | Open Subtitles | انها مثل الشيء المعروض للشراء من جانب واحد وهو |
| Ancak inanıyorum ki artık bu tek taraflı kendini saklama sona ermeli. | Open Subtitles | لكني اعتقد الان انه علينا انهاء هذه السريه من جانب واحد |
| Umarım o heyecan tek taraflı kalır. Gerçi pek onlardan hoşlanmışa benzemiyorsun. | Open Subtitles | من الافضل لتلك السعادة أن تكون من طرف واحد لا داعي لأن يكون الامر كالمعجبين |
| İkimizin şu tek taraflı yarışması var ya bir süre için eğlenceli geçti. | Open Subtitles | هذه المنافسة من طرف واحد التي بيننا كانت ممتعة لفترة |
| Hem de tek taraflı, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ بمفردكِ، كما تعرفسن ، حب من طرف واحد. |
| Millet niye benim tek taraflı aşkımla ilgileniyor? | Open Subtitles | أي نوع من الحب من طرف واحد لديه مشاهدين كثيرون مثلي.. ؟ |
| Kim demiştin tek taraflı sevdiğin kızı kaybettiğin kişi? | Open Subtitles | من قلت أنك فقدت الفتاة التى كان يمكن ان تحبها من طرف واحد ؟ |
| Seni tek taraflı sevmem, beni kullanmana müsaade edebileceğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | حقيقة أنني أحبكِ من طرف واحد لا تعني أنه يمكنكِ أن تسغليني. |
| tek taraflı bir bıçağa benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنه نصل ذو شفرة من جهة واحدة |
| - Nedense şu Asyalı fetişi olayı hep tek taraflı çalışıyor, hep beyaz adamlar Asyalı kadınlara yazıyor. | Open Subtitles | لسبب ما, ذلك الصنم الصيني : لا يحب ان يميل إلا إلى إتجاه واحد الرجال البيض يتزوجون النساء الآسيويات |
| Bir soykırım filminde tek taraflı bir rol almalısın. | Open Subtitles | لديكِ عرض أحادي الجانب في مسألة المحرقة. |
| Sanırım bu tek taraflı bir gezi sunuyor. | Open Subtitles | أظنّ أنّ ذلك يجعل من الأمر رحلة أحادية الإتجاه. |
| Korkarım bu eğlence tek taraflı olacak. Güneş beni kavuruyor. | Open Subtitles | أخشى ألا تكون أحادية الجانب لأن هذه الشمس تجعلني صامتا |