| Planlarımız vardı. Köprüden, onun teknesiyle gidecektik. | Open Subtitles | كان لدينا خطط كبيره، كنت سأقفز من الجسر الى قاربه |
| teknesiyle bataklıkta insanları tura çıkarıyormuş. | Open Subtitles | للقيام برحلة مسائية في المستنقع على قاربه |
| Sizi bir Doğu Alman teknesiyle Çek Bale Topluluğu'nun kostüm sepetlerinin içinde denizden göndereceğiz. | Open Subtitles | سوف نُرسلكم الى الخارج عن طريق البحر على متن قارب المانيا الشرقية داخل سلال ملابس لشركة شيتز باليت |
| Balıkçı teknesiyle Kuzey Kutbuna gitti. | Open Subtitles | لقد ذهب إلي القطب الشمالي على متن قارب صيد |
| Oradan da sürat teknesiyle Körfezi geçireceğiz. | Open Subtitles | ومن ثم نأخذك عبر الخليج بقارب سريع |
| George'un teknesiyle denize açılacağımı zannediyordum. | Open Subtitles | أعتقد بأنني سأذهب للإبحار بقارب (جورج ستاركس). انتظري، انتظري. |
| Demek istediğim, üç ay boyunca balıkçı teknesiyle balığa çıkmamın hiç zamanı değildi. | Open Subtitles | أعني ,أنه ليس الوقت المناسب للرحيل على سفينة صيد لثلاثه شهور. |
| Yıllar önce, 6 metrelik teknesiyle Dünya'ya yol açıcam deyip, denize yelken açtı. | Open Subtitles | قبل سنوات أبحر حول العالم بقاربه ذو الستة أمتار |
| Eğer kocam o listedeyse, tüm eşyalarını alıp, göldeki teknesiyle beraber ateşe vereceğim. | Open Subtitles | ان كان زوجي على القائمة سوف اخذ كل اشيائه واضعها على قاربه و اشعل النار |
| İçlerinden birisi onu teknesiyle gezdirmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | شخص قال بأنه يريد إخراجها إلى قاربه |
| Jason teknesiyle senin için uyuşturucu kaçırıyordu ve öldü. | Open Subtitles | جيداً بالأسماء جيسون " إستعمل قاربه لتهريب " المخدرات لأجلك والآن هو ميت |
| teknesiyle çıktı. | Open Subtitles | لقد أخذ قاربه وخرج ليصطاد |
| Hayır dur! Kip, teknesiyle açılmak istemişti. | Open Subtitles | كلّا انتظري , (كيب) أرادَ الخروجَ على قاربه. |
| teknesiyle bir yerlerde. Olup bitenler haber verilmiş. | Open Subtitles | إنه بمكان ما على متن قارب شراعي , و قد تمّ إعلامه بما يجري |
| Kartel teknesiyle denize açılamam. | Open Subtitles | أنا لا يمكن أن يكون على متن قارب الكارتل في المياه المفتوحة. |
| Önce Grönland'a gittim sonra bir balıkçı teknesiyle Sean'ın peşinden İzlanda'ya geldim. | Open Subtitles | كنت على متن قارب صيد أتعقب شين وانتهى بي الأمر هنا في ايسلندا |
| -...hem de böyle ikinci el bir balıkçı teknesiyle. | Open Subtitles | بقارب عجوز منتهي الصلاحية |
| Maldivlerde sadece balıkçı teknesiyle ulaşılabilen küçük bir ada var. | Open Subtitles | هناك جزيرة صغيرة (قبالة جزيرة الـ(مالديف يمكن الوصول إليه فقط بقارب صيد |
| Denizi bir kaçakçının teknesiyle geçtim. | Open Subtitles | سافرت عبر البحر على سفينة تهريب بضائع |
| Polis bir arkadaşımın boş günüydü. teknesiyle açıldık. | Open Subtitles | إنه صديقي الشرطي.كان يوم اجازته فنزلنا للبحر بقاربه |
| Böylece buraya eski bir balıkçı teknesiyle geldik. | Open Subtitles | لذا جئنا إلى هنا على متن سفينة صيد قديمة |