| Neden Sarah'nın telefonundaki bütün numaraları arıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تطلب كل الأرقام الموجودة في هاتف سارة؟ |
| Güzel. Çünkü, adamın telefonundaki gün ve saati gördüm. | Open Subtitles | جيد، لأنني رأيت التاريخ و الوقت في هاتف هذا الرجل |
| Servet'in cep telefonundaki son mesaj karına ait, Eyüp. | Open Subtitles | آخر رسالة قصيرة على هاتف سيرفيت جاءت من زوجتك |
| telefonundaki herhangi bir dosyayı silmenizi istedi mi, istemedi mi? | Open Subtitles | هل طلبت منك حذف أي ملفات على هاتفها أم لا؟ |
| - Tabii ne? Tabii telefonundaki görüntüde bir şey bulursak işler değişir. | Open Subtitles | إلا إذا تمكنا من العثور على شيء في اللقطات التي على هاتفك |
| - telefonundaki GPS sinyalini takip ettim. | Open Subtitles | لقد قمت بتحديد موقعكِ من خلال هاتفكِ حقاً؟ |
| telefonundaki GPS'i aktif hale getirmem lazım. | Open Subtitles | أحتاج إلى تشغيل الردار على هاتفه المحمول |
| Richard Adams'ın telefonundaki fotoğrafları indiriyordum. | Open Subtitles | كُلّ الصور مِنْ هاتف ريتشارد أدامز الخلوي. |
| telefonundaki GPS'e göre Malek şehir merkezindeki pazardaymış. | Open Subtitles | جهاز المواقع العالمية على هاتف مالك يشير الى انه في سوق المزارعين في وسط المدينة |
| Ajanın telefonundaki yazılım sayesinde Molina Karteli bu sabahki baskından kurtulacak kadar detaya sahipti? | Open Subtitles | التجسس على هاتف العملاء مكن الشركات من أعتراض التفاصيل بشأن أقتحام الصباح ؟ |
| Ashton'ın telefonundaki haritada kestireme yol buldum. | Open Subtitles | انا وجدت طريقاً من المتعرجات في الخريطة في هاتف آشتون |
| Soforun telefonundaki GPS'le onlan takip edebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا تتبعه بنظام الملاحة في هاتف السائق |
| Kurbanın cep telefonundaki tüm verilere sahibiz. | Open Subtitles | لدينا كل أنواع البيانات من هاتف الضحية, الشكر لمزود خدمتها. |
| Ne yani, Eddy'nin telefonundaki herkes şüpheli mi? | Open Subtitles | ماذا ، إذن فكل شخص على هاتف إيدى هو مشتبه به ؟ |
| Adamın telefonundaki acil numaralar arasında vardı numaranız. | Open Subtitles | وجدت رقمك مدرج تحت أرقام الطواريء في هاتف هذا الشاب |
| Uygulama, kişinin telefonundaki bütün verileri alıp sıkıştırıyor. | Open Subtitles | التطبيق سيستحوذ على كُل البيانات الموجودة على هاتف أحدهم و يقوم بضغطها، |
| Sean Meyers'ın cep telefonundaki sinyal buralarda bir yerde olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | ملقم هاتف (شوف مايرز) الخلوي يشير لوجوده في مكان ما هنا |
| telefonundaki son web aramaları dün 06:00'dan sonra yapılmış. | Open Subtitles | حقاً ، بحثها الأخير على شبكة الإنترنت من هاتفها بعد الـ 6 مساءً من يوم أمس |
| telefonundaki bir mesaja ulaşabilmeyi başardım. | Open Subtitles | لقد استخدمت شبكة الاتصال في عملي لسحب الرسائل النصية من هاتفها. |
| Evet, ben de konuşmak istiyorum. telefonundaki o mesajlar, hepsi bendendi. | Open Subtitles | بالنسبة للرسائل على هاتفك فالذنب كلّه ذنبي. |
| Eski telefonundaki şeyleri yeni telefonuna aktarırım. | Open Subtitles | سأقوم بنقل الملفات من هاتفكِ القديم إلى الجديد |
| telefonundaki GPS'ten ulaşmaya çalıştım. Ama saatlerdir kapalı. | Open Subtitles | لقد حاولتُ تتبّع إشارة مُحدّد المواقع على هاتفه المحمول، وكان الهاتف ميتاً منذ ساعات. |
| Nasıl bir iş yapıyorsunuz bilmem ama iyi bir vajina görmek istiyorsan kocamın telefonundaki fotoğraflara baksan iyi edersin. | Open Subtitles | لا أعلم ما نوع العمل الذي تديرونه هنا لكن إن كنت تريد أن تنظر إلى مهبل جميل يجب أن ترى ما بهاتف زوجي من صور |
| Aslında, senin telefonundaki numarayı izlettirdim. İkinizi birden kurtarabilirim. | Open Subtitles | في الحقيقة تتبعت الرقم في هاتفك يمكنني إنقاذكما معاً |
| telefonundaki son aranan numaralara bakarsam her hangi bir savcının arandığını görmeyeceğim... | Open Subtitles | إذا ألقيتُ نظرة على هاتفكَ وفحصتُ الأرقام المتّصل عليها مؤخّراً فلن أجد أيّ مكالماتٍ إلى... |