| Ancak panzehir, tam tepkime durumuna geçtiğinde, etkisini göstermeye başlayacak. | Open Subtitles | ولكن الترياق سيعمل فقط عندما نصل لأقصى رد فعل |
| Arazideki naqahdah ile zincirleme bir tepkime oluşturmasını bekliyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تأمل بحدوث رد فعل متسلسل مع الناكوادا الموجودة بالتربة |
| Bu yüzden, bozuklukları kemiğe kaynaştıran bir elektrokimyasal tepkime oluşmuş. | Open Subtitles | لذا كان هناك تفاعل كهروكيميائي قام بصهر القطع النقدية بالعظام. |
| Beyinde oluşan mutluluk verici bir kimyasal tepkime. Yüksek oranda bağımlılık yapıcıdır. | Open Subtitles | إنه تفاعل كيميائي في الدماغ يشمل السعادة إدمانه سريع |
| tepkime sırasında elektrik akımı üreten özel bir tepkime odasında asetik asit denilen başka bir moleküle dönüştürülür. | TED | هناك يتم تحويله إلى عنصر آخر، يُسمّى: حمض الخليك، في نوع خاص من المفاعل يتم إنتاج تيار كهربائي أثناء عملية التفاعل. |
| Kaç veya savaş ilk tepkimelerden biri, kimi sürüngenlere özgü bir tepkime olduğunu söylüyor. | TED | وأحد أول ردود الفعل لدينا هو الكر والفر، الذي يربطه البعض بسلوك الزواحف، كاستجابة لمحيطنا. |
| Eğer yüklerine temas edebilirsek belki zincirleme bir tepkime oluşturabiliriz. | Open Subtitles | وإذا أمكننا ربط شحنتهم ربما نصنع تفاعلاً متسلسلاً |
| Cuddy benim aşırı tepkime aşırı tepki gösterdi. | Open Subtitles | (كادي) بالغت في ردّ فعلها على مبالغتي في ردّ فعلي |
| Bu genel bir tepkime. | Open Subtitles | بشأن الضربة الواحدة على الرأس ؟ . انه رد فعل معمم |
| Ve doğrusu istenirse, her harekette, eşit bir zıt tepkime olacaktır. | Open Subtitles | وأساسا، لكل فعل هناك رد فعل معاكس ومساو له |
| - Sanırım salam rendesinde tepkime başlatmaya yetecek kadar potasyum nitrat yok. | Open Subtitles | أفترض لا يكفي نترات البوتاسيوم في قشرة السلامي لتفجير رد فعل. |
| Bunu yapabilirsek ters bir tepkime başlatabiliriz. | Open Subtitles | إن استطعنا فعل هذا، ربما نقدر على أن نسبب رد فعل عكسي. |
| Kişiye özel alerjik tepkime, kardiyovasküler çöküşü tetikleyebilir. | Open Subtitles | إنه يخلق رد فعل تحسسي مُصمم خصيصاً للشخص قد يُؤدي إلى إنهيار القلب والأوعية الدموية |
| Eğer kimyasal tepkime yüzünden ise, buna, kadın ve erkekler arasındaki hormonal farklılıklar sebep olmuştur. | Open Subtitles | إذا كان هذا بسبب تفاعل كيميائي فإن الإختلافات الهرمونية بين الرجل والمرأة قد تؤثر على معدله |
| Aküye sıkarsam bunu, onu soğuk tutarım ve tepkime olmaz. | Open Subtitles | سأقوم برش البطارية ستكون مجمدة بلا تفاعل |
| Kokuya bakılırsa, paneli açtığımda ışık ile tetiklenen kimyasal bir tepkime. | Open Subtitles | بالحكم على الرائحة فسأقول أنّه تفاعل كيميائي سبّبه الضوء عندما فتحت هذه اللوحة. |
| Böylesi bir tepkime bir binanın havaya uçmasından çok daha fazlasına sebep olur. | Open Subtitles | تفاعل من هذا القبيل يسبب أضرارا هائلة أكثر |
| Bu hasar kimyasal bir tepkime sonucu oluşmamış. | Open Subtitles | هذا الضرر ليس النتيجة أيّ نوع التفاعل الكيمياوي. |
| Sinclair, tepkime sıcaklığını artırmanın sorunu çözebileceğini düşündü. | Open Subtitles | إعتقد الدكتور سينكلير أن رفع حرارة التفاعل كفيل بحل المشكلة |
| Ama ateşleme başarılı olursa, başka bir zincirleme tepkime tetiklenir, bunun nihai sonucunda ise hayat oluşabilir. | Open Subtitles | لكن في حال نجاح الإشعال، يتم تشغيل سلسلة من ردود الفعل أخرى، والتي قد تؤدي في نهاية المطاف إلى خلق الحياة |