| Belki de Teslim olmak ister ya da bizimle savaşmaya karar verebilir. | Open Subtitles | عندما يرون ما نفعله ربما يفضلون الإستسلام أو على الأقل يخرجون لنا |
| Barış sözünü kullanıyorlar ama tek istedikleri Teslim olmak. | Open Subtitles | يذكرون كلمة السلام ولكن كل ما يريدوه هو الإستسلام |
| Herkes şehrini geri istiyor. Bu defa Teslim olmak yok. | Open Subtitles | إنّهم يريدون استعادة مدينتهم، ولا استسلام هذه المرّة. |
| Kim olduğu umurumda değil. Tek yapması gereken Teslim olmak. | Open Subtitles | لا أكترث من يكون، كل ما عليه فعله هو الاستسلام |
| Panikledim ama siz gelmeden önce polise Teslim olmak üzereydim. | Open Subtitles | لقد فزعت، لكنني أقسم أنني كنت على وشك تسليم نفسي مباشرة عندما ظهرتما |
| Haysiyetim için yapacağım en iyi şeyin Teslim olmak olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتفد أن أفضل ما يمكنني فعله من أجل شرفي هو أن أسلّم نفسي |
| (Gönüllü olup gelen herkes affedilecek) (Teslim olmak için sığınaklara gelin) | Open Subtitles | اللذين يأتون الآن طوعاً لن يقتلوا .. تعالوا إلى الملاجيء للإستسلام |
| Uyuşturucu sattığını itiraf etti ve Teslim olmak istedi yani? Evet. | Open Subtitles | إذن هو إعترف لبعض قضايا المخدرات وأراد تسليم نفسه إلينا |
| Kararımız şu ki Yüzbaşı Weber'in köpeğine Teslim olmak, bir İtalyan'a teslim olmaktan çok daha uygun. | Open Subtitles | قرارنا هو الإستسلام إلى كلب النّقيب ويبير أكثر ملائمة من الإستسلام إلى الإيطاليين |
| Arkadaşlarım Teslim olmak istiyor. Size katılabilir miyim? | Open Subtitles | رفاقي يريدون الإستسلام هل يمكننى أن ألحق بك؟ |
| Arkadaşlarım Teslim olmak istiyor. Size katılabilir miyim? | Open Subtitles | رفاقي يريدون الإستسلام هل يمكننى أن ألحق بك؟ |
| Sana ateşkes için müzakere yetkisi veriyorum ama Teslim olmak yok. | Open Subtitles | أخولّك للتفاوض على هدنة لكن لا استسلام |
| Teslim olmak karakterine uygun bir şeymiş gibi görünmüyor. | Open Subtitles | يبدو استسلام من حرف بالنسبة لك, |
| Geri çekilmek yok, Teslim olmak yok! | Open Subtitles | لا تقهقر لا استسلام |
| Öyleyse şimdi pembe dizi derslerimizin birincisiyle başlayalım: Teslim olmak bir seçenek değil. | TED | لذا مع هذه الأمور دعونا نبدأ بالدرس الأول للمسلسلات: الاستسلام ليس خيار |
| Engelleri aşmanın bir yolu olduğuna inandığınızda karşınızda ne olursa olsun tümünü aşabilirsiniz, Teslim olmak bir seçenek değil. | TED | عندما تؤمن بأن هنالك طريق حول أو من خلال كل ما هو أمامك، ذلك الاستسلام لن يكون خيارًا يمكنك التغلب على عقبات هائلة |
| Disiplin kuruluna Teslim olmak istiyorum. | Open Subtitles | أود تسليم نفسي جراء مخالفة الأوامر. |
| Ve Teslim olmak istiyorum. | Open Subtitles | و أريد تسليم نفسي |
| Ve Teslim olmak istiyorum. | Open Subtitles | و أريد أن أسلّم نفسي |
| Teslim olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أسلّم نفسي |
| Resmi olarak bir anlaşma yapılmadı ama iyi bir kaynağım, rehineleri tutanlardan birinin Teslim olmak için konuşmaya başladığını söyledi. | Open Subtitles | "لمْ يتم إبرام أيّ إتفاق رسمياً، لكن مصدر في موقع جيّد يُخبرني أنّ أحد الخاطفين" "قد بدأ مُفاوضات سريّة للإستسلام." |
| Curtis, Teslim olmak isterse Ahır'ın yerini biliyor. | Open Subtitles | "كورتيس يعرف مكان " المزرعة " غذا كان يريد تسليم نفسه |
| Tek yapman gereken dışarı çıkıp bana Teslim olmak. | Open Subtitles | كل ماستفعله هو أن تخرج إلى هنا وتسلم نفسك. |
| - Teslim olmak için 5 saniyen var ! - Dredd, o sadece bir servis robotu. | Open Subtitles | لديك خمس ثوانى للأستسلام دريد، انها فقط مجرد آلة طعام |
| Tamamen Teslim olmak zorundadır Aynı bir anestezi uzmanına teslim olmanız gibi | TED | عليه أن يستسلم ويخضع كلياً. كما يخضع المرء للطبيب المخدّر. |
| Açıklayabileceğinden ya da açıklayamayacağından eminim ama Teslim olmak zorundasın. | Open Subtitles | أنا متأكد أن يمكنك أن تشرح أو لايمكنك أن تشرح , لكن يجب أن تسلم نفسك |
| Teslim olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أسلم نفسي |