| timsahı korusun diye tutulmuş bir adam, onu korumaya çalışırken canından oldu. | Open Subtitles | رجل استأجر للدفاع عن التمساح خسر الحياة ل مخلوق كان يحاول حمايتها. |
| Ama biz timsahı pek zeki bulmayız, bir insan gibi değildir yani. | TED | لكننا لا نعتبر التمساح ذكي جداً، ليس كـالإنسان. |
| timsahı tuvalete atıp, sifonu çektik, gitmedi. Şimdi beslemek zorundayız. | Open Subtitles | لقد وضعنا التمساح في المرحاض محاولين التخلص منه لكنه علق بالمنتصف ، والآن علينا ان نطعمه |
| O timsahı öldürmeseydin, bütün bölgesel halkı yiyecekti. | Open Subtitles | بأنّ تمساح يذهب خلال السكان المحليين إذا أنت ما قتلته. |
| Her şeye rağmen, yeterli sayıda erkek ve dişi çıkıyor ama bu Nil timsahı yavruları şu anda çok daha ciddi bir tehditle yüz yüze. | Open Subtitles | إجماليا, يفقس ما يكفى من الذكور والإناث ولكن صغار تمساح النيل هذه تواجه تهديدات فورية كثيرة في حياتها |
| Yani, timsahı her zaman zehirli oklarla vururlardı. | Open Subtitles | أترى ؟ كلما قتلوا تمساحاً بالرصاص السام ، يموت التمساح لكن السم يبقى بداخله |
| Beş metrelik bir timsahı 4 saatte öldürüyormuş. | Open Subtitles | يستغرق أربع ساعات كي تستطيع تناول لحم التمساح |
| Darius, timsahı beslemeyi unutma tamam mı? | Open Subtitles | إسمع داريوس , لا تنس أن تُطْعِمْ التمساح , أسوف تفعل ؟ |
| Bu ölü timsahı alıp, onunla biraz eğlenecepiz. | Open Subtitles | نحن سيأخذ هذا التمساح الموتى ويذهب بعض المرح معها. |
| Bir sürü timsahın olduğu bataklığın içinde bizim Jane Doe'yu yiyen timsahı nasıl bulacaksın? | Open Subtitles | كيف ستجد التمساح المطلوب في بحيرة من التماسيح التي تتغذي علي جاين دو؟ |
| Geri zekâlı herif, timsahı vuracaktın. | Open Subtitles | أيّها الأبله المجنون، كان يفترض أن تصيب التمساح |
| Yani birisi kasten timsahı kanaldan bahçeye doğru çekmiş. | Open Subtitles | إذًا شخص ما بتعمد أغرى ذلك التمساح من القناة إلى الفناء |
| Buraya timsahı kimin çekmiş olabileceğine dair bir şey buldun mu? | Open Subtitles | هل وجدت أيّ شيء قد يُشير إلى من أغرى التمساح إلى الملكية؟ |
| Ölü bir suaygırı, 100 kadar aç timsahı çekiyor. | Open Subtitles | فرس نهر واحد ميت يجذب ما يزيد عن 100 تمساح جائع |
| timsahı boğamazsın. | Open Subtitles | أنت ما تغرق أي تمساح هم بشكل مباشر في الماء |
| Bu, dünyanın en büyük tuzlu su timsahı. | Open Subtitles | هذا تمساح المياه المالحة , أكبر زواحف العالم |
| Bana özgü bir varsayımdı bu kusura bakmayın ama yüzbaşı, yani 1.5 metre boyundaki bir timsahı tutabilecek kaç çocuk tanıyorsunuz? | Open Subtitles | كانت هذه فرضيتي الأساسية و لكن مع احترامي أقصد ما عدد الأطفال الذين يستطيعون حمل تمساح كهذا |
| Bu korkunç görünümlü yaratık bir Çin timsahı nam-ı diğer çamur ejderi. | Open Subtitles | هذا الوحش المفزع تمساح صيني، المعروف بالتنين الموحل. |
| O, uyumsuz bir şey Amerikan timsahları rallisinde Afrika timsahı gibi | Open Subtitles | إنه نوبة سيئة مثل تمساح في تجمع التماسيح |
| Arkadaşlar, buraya bir timsahı kurtarmak için geldik piknik yapmaya değil. | Open Subtitles | يا رفاق , نحن هنا لننقذ تمساحاً وليس للقيام بنزهة خلوية |
| Kuzey Bölgesi, dünyadaki tuzlu su timsahı nüfusunun en çok olduğu yerdir. | Open Subtitles | الأرض الشماليه هي الأكثر سكاناً تماسيح المياه المالحة في العالم |
| Çaydanlığınızla ya da olta kamışınızla suya yaklaşırken 3,5 mt uzunluğunda bir Mary River timsahı... | Open Subtitles | التمساحة ماري النهرية بطول 12 , كيف سيبدو هذا عندما ننزل اليه ؟ |