| Tek sahip olduğumuz şey bir araya topladığımız bu çöplük. | Open Subtitles | كل ما لدينا هو القمامة التي جمعناها معا بشكل سيء |
| Çok basitti. İnsanlardan topladığımız bilgileri haritaya koyduğumuz bir mashup'dı. | TED | هذا شئ أساسي كان مزيجاً من البيانات التي جمعناها من الناس والتي وضعناها على الخريطة |
| Gördüğünüz gibi topladığımız verilerin birkaçında liste uzayıp gidiyor. | TED | وتتسعُ القائمة كما ترون من قبل بعض البيانات التي جمعناها. |
| Yakın zamanda ziyaret ettiğimiz bir gezegenden topladığımız bir çeşit meyve. | Open Subtitles | أنه نوع من الفاكهة لقد جمعناه من كوكب قمنا بزيارته مؤخراً |
| Çünkü topladığımız postlar hâlâ dışarıda yarım metre toprak ve karın altında duruyor ama benim hatam değil. | Open Subtitles | الفراء الذي جمعناه لا يزال هناك بالخارج .مغطى بالقذارة والثلج، لكنها ليست غلطتي |
| Şimdi topladığımız paraya ve araştırmaya, araştırmayı nasıl yeniden tanımladığımıza gelirsek. | TED | الآن بالتبرعات التي نجمعها وبالبحوث وكيف أننا أعدنا صياغة معنى البحوث |
| O altınları onurlu bir şekilde topladık ve yasal kralı tahtına geri çıkarmak için para topladığımız gerçeğini asla kimseden gizlemedik. | Open Subtitles | جمعنا ذلك الذهب بأحترام لم نخفي الحقيقه عن أي أحد أبداً بأننا كنا نجمع المال من أجل أعادة الملك الصحيح لعرشه |
| Sülfür koyuna yaptığımız geziden topladığımız yastık dolusu midyemiz var. | Open Subtitles | أحمل كيس مخدة يحتوي صدف البحر جمعناها من رحلتنا إلى خليج الكبريت |
| Fabrika eski gazete kâğıtlarıyla işliyor, makinelerin hepsi kullanılmış tenekelerden yapıldı ve pencereler, topladığımız içki şişelerinden yapıldı. | Open Subtitles | إنه يدار بواسطة الصحف القديمة والماكينات مصنوعة من العلب المستعملة، والنوافذ من قناني الخمور القديمة التي جمعناها. |
| Bunlar depodan topladığımız terörist aygıtlarının çoğu. | Open Subtitles | هناك بعض معدات الارهابيين .التي جمعناها من المخزن |
| topladığımız o delillerle normal şartlar altında kazanmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | بالأدلة التى جمعناها بالعدالة الطبيعية يجب أن نربح |
| Onları topladığımız yanak bezleriyle karşılaştırabilirdik eğer bizde olsalardı. | Open Subtitles | يمكننا مقارنتهم بمسحات اللعاب التي جمعناها لو بقيت لدينا |
| Tamam. Biz yine olay yerinden topladığımız kanıtlara dönelim. | Open Subtitles | حسناً إذاً نعود للأدلة التي جمعناها من المشهد |
| Elbette daha önce topladığımız üç taşı unutmadın. | Open Subtitles | بالتأكيد لم تنسى الثلاثة حجارة التي جمعناها |
| Şimdiye kadar topladığımız şeylere bakılırsa merkez işle dolu bir gün geçirecek. | Open Subtitles | أظنّ المكتب الرئيس سيكون حافلاً بكلّ ما جمعناه حتّى الآن |
| topladığımız parayla, korkunç hastalıklar içindeki 4000'i aşkın muhtaç çocuğa aşı yapabileceğiz. | Open Subtitles | بسبب المال الذي جمعناه سنكون قادرين على تلقيح أكثر من 4000 طفل محتاج ضد بعض الأمراض الرهيبة |
| Çünkü topladığımız postlar hâlâ dışarıda yarım metre toprak ve karın altında duruyor ama benim hatam değil. | Open Subtitles | الفراء الذي جمعناه لا يزال هناك مغطى بالقذارة والثلج، لكنها ليست غلطتي. |
| Bu tür arkaplan kontrollerinde topladığımız bilgiler çok gizli tutulmakta. | Open Subtitles | المعلومات التي نجمعها من هذا التحقيق ، هي سرية تماماً |
| Ama bana kalırsa en heyecan verici yanı topladığımız bilgiler. | TED | ولكن بالنسبة لي فإن الجزء الأكثر إثارة فيه هو البيانات التي نجمعها |
| Yağmur sularını topladığımız için, 4 yıllık kuraklık olsa bile hala yeterli içme suyumuz olacak. | TED | لو صادفنا أربعة سنوات من الجفاف سيظل الماء متوفر عندنا في الحرم لأننا نجمع ماء المطر |
| Bizim, kendi yöntemimizle topladığımız yiyeceğin senin yönteminle toplanan kadar iyi olmadığını mı? | Open Subtitles | فما تقوله إذن هو أن الطعام الذى نجمعه بطريقتنا ليس بجودة الطعام الذى نجمعه بطريقتك |
| topladığımız enerjiyi hissediyorum. | Open Subtitles | لقد وصلت الي أدنى مستويات الطاقة التى قمنا بتجميعها |