|     Kardeşimi öldürmeye çalışanları tutuklaman lazım, kanını test ettirmen değil.     | Open Subtitles |      أنت تحتاج أن تعتقل من حاول قتل أخّي، لا أن تختبر دمّه.     | 
|     Oraya vardığında kadının, kendisini döven adamı tutuklaman için sana bağırdığını görürsün.     | Open Subtitles |      فحين تصل إلى هناك , تبدأ هي بالصراخ عليك كي تعتقل السافل الذي يضربها     | 
|     Adamın biri bir para yığınıyla FBI'a geliyor ve onu tutuklaman için yalvarıyor.     | Open Subtitles |      رجل يدخل الى المكتب الفدرالي يحمل أوراقا مالية و يترجاك أن تقبض عليه     | 
|     Senin cinayet işleyenleri tutuklaman gerekmiyor mu?     | Open Subtitles |      أليس من المفترض أنك تقبض على الناس الذين يرتكبون الجرائم؟     | 
|     - Beni tutuklaman lazım.     | Open Subtitles |      -أريدك أن تعتقلني     | 
|     tutuklaman için bahane olur.     | Open Subtitles |      فيمنحك ذلك السبب وتقبض عليه.     | 
|     Bunu sonra konuşuruz. Öncelikli olarak bu adamı tutuklaman gerek, Seymour Birkhoff.     | Open Subtitles |      سنهتم بذلك لاحقاً، أولاً أُريدك أن تعتقل هذا الرجل، (سيمور بيركوف)     | 
|     - Nina'yı tutuklaman gerekiyor. - Ne?     | Open Subtitles |      -يجب ان تعتقل "نينا "     | 
|     Bay Deeks, Kensi'yi tutuklaman gerekiyor.     | Open Subtitles |      "سيد (ديكس)، أريدك أن تقبض على (كينزي).     | 
|     tutuklaman için bahane olur.     | Open Subtitles |      فيمنحك ذلك السبب وتقبض عليه.     |