| tutuklular Meksika Cumhuriyeti kriminal tüzüğünün 1224. paragrafı gereğince ölüme mahkum edilmiştir. | Open Subtitles | السجناء محكومون بالاعدام بموجب القرار رقم 1224 باسم المحكمة العليا للجمهورية المكسيكية |
| Mexico City'deki hapishaneye giderse ve oradaki tutuklular onun eşcinsel olduğunun öğrenirlerse öldürebilirler. | Open Subtitles | ولكن ان أخذ لسجن في مكسيكو سيتي واكتشف السجناء الآخرون انه شاذ سيقتل |
| Philip Zimbardo: Buradakiler kişiliksizleştirilecek tutuklular. Birer sayı haline gelecekler. | TED | هؤلاء هم السجناء الذين سيتم تجريدهم من إنسانيتهم. سوف يصبحون مجرد أرقام. |
| Guantanamo Körfezi'ndeki İngiliz tutuklular bugün eve döndü. | Open Subtitles | المعتقلين الإنجليز عادو اليوم من جوانتانامو |
| Bir adada tek başlarına yaşayan tutuklular... | Open Subtitles | سجناء يعيشون على جزيرتهم الخاصة. |
| Tüm bu tutuklular ve göz hapsinde olanlar, kendilerini başka şekillerde görmek için bu programa geldiler. | TED | وكل ذلك، في هذا البرنامج. هؤلاء السجناء والمطلق سراحهم بدأوا بالنظر لأنفسهم نظرة مختلفة. |
| Bu yüce mahkemenin karşısında, bu tutuklular... türlerinin yaptığı sayısız, acı katliamlar için ifade verecekler. | Open Subtitles | أمام هذه المحكمة الكريمة يظهر الان هؤلاء السجناء ليحاكمو على الجرائم المتعددة والوحشية والفظاعة |
| - Adadaki bütün tutuklular siyahi mi baba? | Open Subtitles | هل جميع السجناء على الجزيرة سُـودٌ، يا أبي؟ |
| Öyleyse oy birliğiyle tutuklular; | Open Subtitles | عند ذلك، جميعنا اتفقنا على عقوبة الإعدام على السجناء |
| Diğer tutuklular tarafından dövülmüş. | Open Subtitles | سيدي، لقد تعرض للضرب من قِبل السجناء الآخرين |
| Köyden birkaç kız tutuklular için geliyordu. | Open Subtitles | القليل من فتيات القرية يأتين لتطبيب السجناء |
| Birkaçımız diğer tutuklular senin polis olduğunu öğrendiklerinde ne kadar dayanacağına dair iddiaya girecek. | Open Subtitles | وبعض منا يراهن على كم ستبقى عندما يعلم السجناء بأنك شرطي |
| Buradasınız demek. Arazi bekçime saldıran tutuklular. | Open Subtitles | ها أنتم هنا السجناء الذين هاجموا البستانيّ |
| Serbest bırakılmış tutuklular için rehabilitasyon yardım derneği. | Open Subtitles | جمعية خيرية لتأهيل... السجناء الذين خرجوا من السجن. |
| tutuklular, her sabah ulusal marşı söylerler. | Open Subtitles | في كل صباح ينشد السجناء النشيد الوطني |
| tutuklular arasında uygunsuz bir şeyin cereyan ettiğinden haberin varsa... seni hiç tereddüt etmeden kıyma makinesine atarım! | Open Subtitles | إن كانت لديك معرفة بأي شيء يجري بين السجناء, فلن أتردد في قتلك! |
| tutuklular, kimlik kartlarını yanlarında bulundurmak zorundalar. | Open Subtitles | يجب أن يكون في حوزة المعتقلين بطاقات الهوية. |
| Ayrıca, tutuklular, kişi başına iki günlük yiyecek almak zorundalar. | Open Subtitles | وعلاوة على ذلك، يجب أن يحمل المعتقلين غذاء يومين للشخص الواحد. |
| Bütün tutuklular siyasi suçlulardı. | Open Subtitles | كل النزلاء كانوا سجناء سياسيون |
| Yeni tutuklular getirdim. | Open Subtitles | لقد احضرت سجناء جدد |
| Gardiyanlara karşı tutuklular. Gardiyanlar haftada dört antrenman yapardı. | Open Subtitles | الحراس ضد النزلاء الحرّاس يلعبوها أربع مرات كل إسبوع |