| Havada durabilir, geriye doğru uçabilir, hatta tepetaklak uçabilir. | TED | بإمكانه الرفرفة إلى أعلى، والطيران إلى الخلف، وحتى الطيران بالمقلوب. |
| Yaban kazları 1,850 km. uçabilir. | Open Subtitles | فالأوز البرى يمكنه الطيران 1000 ميل متواصلة |
| Kahrolayım, işe yarıyorlar! Uçabiliyorum. Köpekler uçabilir. | Open Subtitles | إنهما يعملان أستطيع الطيران، الكلاب يمكنها الطيران |
| Yüzlerce yarasa nasıl normalden 1500 kilometre daha tepeden uçabilir? | Open Subtitles | كيف تطير مئات الخفافيش أعلى بـ 5,000 قدم عن المعتاد؟ |
| Kendiniz uçabilir ve kendiniz öğrenebilirsiniz. | TED | يمكنك أن تطير حول نفسك، ويمكنك أن تتعلم بنفسك. |
| Kokpit yalnızca test ve bakım amaçlı. Bunun dışında, EDİ tek başına uçabilir. | Open Subtitles | قمرة القيادة من أجل الاختبار والتصليح وإلا فإن ـ أدي ـ يطير بنفسه |
| - Kaisa benden çok uzaklara uçabilir. | Open Subtitles | -كياسا، يستطيع التحليق بعيدا عني. |
| O zaman uçabilir, özgür olabilir, topraktan kıvranarak çıkan dostlarımızı ziyaret edebiliriz. | Open Subtitles | وبعدها يمكننا الطيران ونكن أحرار ونزور كل أصدقائنا بينما هم يتلوون خارج الأرض |
| uçabilir, fakat yerden havalanamaz. | Open Subtitles | إنها تستطيع الطيران, ولكنها لا تستطيع الإقلاع إلى الجو من الأرض. |
| Ama, kaç tane kertenkele uçabilir, Kaptan? | Open Subtitles | ولكن ، كم عدد السحالي التي تستطيع الطيران ، أيها القبطان؟ |
| - Sadece sinekkuşu geri geri uçabilir. | Open Subtitles | كلا، فقط الطيور الطنانة يمكنها الطيران للخلف للخلف |
| Çünkü hayalleriniz bir kel kartaldan daha yükseklerde uçabilir ve hedefleriniz, Rushmore Dağı kahramanlarının üstüne çıkabilir.. | Open Subtitles | لأن أحلامك يمكنها الطيران أعلى من النسر الأشهب وأهدافكم يمكنها التحليق |
| Hangisi gizlice hayatta ya da uçabilir ya da direkt suratıma uçup beni sokabilir bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف من منها حية في الخفاء ومن يُمكنها الطيران, وماذا لو طارت إلى وجهي ولسعتني؟ |
| Rüyalarda uçabilir ve nereye istersem gidebilirim. | Open Subtitles | يُمكنني الطيران والذهابُ أينما أريدُ في الأحلام. |
| Bu çizgi filmin neredeyse her bölümünde, çakalın kuşu kovaladığı ve kuşun uçurum kenarından koşup gittiği bir an vardir, tamam hoş, o bir kuş ve uçabilir. | TED | في كل حلقة يحدث الآتي .. هناك لحظة .. يكون الذئب يلاحق الطائر فيعدو الطائر من الجرف وهذا امرٌ طبيعي .. لان الطائر يستطيع الطيران |
| - Ben de bir gün dük olabilirim. -Domuzlar da uçabilir. | Open Subtitles | ـ ربنا أصبح الدوق يوماً ما ـ الخنازير ربما تطير |
| Güzellik yarışmalarına katılamaz ama uçabilir. | Open Subtitles | لن تكون مثل مسابقة الجمال للفوز ولكنها سوف تطير |
| Hamam böceği, eğer isteseydi uçabilir veya kaçabilir ama istemiyor. Çünkü zehir onun yürüme motivasyonunu elinden alıyor; o kadar. | TED | بإمكان الصرصور أن يذهب أو يطير أو يجري إذا اختار ذلك، ولكنه لا يختار ذلك، لأن السم يقيد دافعيته للحركة، فقط هذا الأمر. |
| Yani bir açıdan şansımız gerçekten yaver gidiyor, ama her an tepemizden başka bir kuş uçabilir. | TED | إذا, بشكل ما, مازال الحظ في جانبنا, و لكن أتعلمون,يمكن أن يطير فوقنا طائر برِّي في أي وقت. |
| Uçağımın tasarımı neredeyse bitti. Sadece üretim merkezi bulmalıyım. Sonra Selfridge havalimanından uçabilir. | Open Subtitles | اوشك تصميمي للطيارة على الإنتهاء، فقط أحتاج لإنشاء خط إنتاج، ثم يمكنها التحليق |
| Yontma ve resimlerdeki melekler uçabilir ama bu yapılardakiler uçamaz. | Open Subtitles | المنحوتات واللوحات الرسوميّة تُظهر الملائكة على أنها يمكنها الطيران... على عكس الكتاب المقدّس |
| Doğrusu şapka uçabilir... | Open Subtitles | ...في الحياة الواقعية ، ستطير القبعة |