| Ne uçak bileti almışlar, ne hesap boşaltmışlar ne de kredi kartı kullanmışlar. | Open Subtitles | لم يشترِ أحدهم تذكرة طائرة أو أفرغ حسابه المصرفيّ أو استخدم بطاقة الائتمان |
| Birinci sınıf bir uçak bileti ve 2000 poundluk imzalanmamış bir çek ikna edici oldu. | Open Subtitles | تذكرة طائرة على الدرجة الأولى وصك غير موقع بقيمة 2000 جنيه مقنعون جداً |
| Bir uçak bileti istiyorsunuz ve kendinizi Timbuktu'da buluyorsunuz. | TED | حيث تطلب تذكرة طيران بصوتك الى لندن .. لتجد نفسك في تيمباكو |
| Hayır, sadece uçak bileti ve sahte bir pasaport vermek için uğramıştım. | Open Subtitles | لا، توقفت فقط لإعطائها تذكرة طيران وجواز سفر مزيف |
| Neden bir de uçak bileti almıyorum daha işe başlarken? Seni tanıyorum. | Open Subtitles | نعم بالطبع لما لا أعطيك ثمن تذكرة الطائرة لتطير, لا ليس أنا |
| Vallahi, uçak bileti alacağım. Kendime birinci sınıf bir takım elbise alacağım. | Open Subtitles | والله سأشتري تذاكر طيران في الدرجة الأولى وبدلة جديدة |
| Kazandığımız bütün o paralarla dostum bir sürü uçak bileti alabiliriz. | Open Subtitles | اتعرف , مع كل هذا المال الذى صنعناه يارجل نستطيع ان نشترى العديد من تذاكر الطيران |
| Sevgilinizin bana uçak bileti alması da gerçekten çok güzeldi. | Open Subtitles | من الرائع حقاً أن يبتاع حبيبك تذكرة سفر لي أيضاً |
| Size sabah bir uçak bileti göndereceğim. | Open Subtitles | سأقول لك شيئا سأرسل لك تذكرة طائرة فى الصباح |
| Ona uçak bileti almak için kendi uçuş millerini kullanmadan önce bunu düşün. | Open Subtitles | لذا فكري في هذا قبل ان تستخدمي بريدكِ لشراء تذكرة طائرة لها |
| Ona uçak bileti almak için kendi uçuş millerini kullanmadan önce bunu düşün. | Open Subtitles | لذا فكري في هذا قبل ان تستخدمي بريدكِ لشراء تذكرة طائرة لها |
| Bana bir uçak bileti verdin bu sayede adaya geri döndüm. | Open Subtitles | وتعطيني تذكرة طائرة يصدف أنّها تعيدني إلى هذه الجزيرة |
| Hong Kongdan Sanyaya bir tane uçak bileti istiyorum, elinizdeki en erken zamanda olanı. | Open Subtitles | أودُ تذكرة طيران ، هونغ كونغ إِلى سانيا، في وقت قريب مُتيسّر لديك. |
| "uçak bileti lazım. | Open Subtitles | أريد شراء تذكرة طيران ، هل يمكنكِ أن تساعديني ببعض المال ؟ |
| 60 gün buradayım sonra bana bir uçak bileti alacak, kiramı verecek ve şu çok istediğim botları alacak. | Open Subtitles | سوف ابقى 60 يوما وبعد ذلك هي تعطيني تذكرة طيران وايجار وفي الحقيقة تلك الاحذية التي اريد |
| Benim için St. Louis'a uçak bileti almanı istiyorum. | Open Subtitles | مرحباً، أريدك أن تحجز لي تذكرة طيران إلى سانت لويس. |
| Ne pasaport, ne ehliyet, ne uçak bileti... Hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا جواز سفر ولا تذكرة الطائرة ولا رخصة قيادة، لا شيء |
| Eğer bir çeşit yanlış anlaşılma varsa paranızı iade edip, ayrılmanızdan mutluluk duyarım ancak, uçak bileti ücretlerinizi iade edemeyiz. | Open Subtitles | إذا كان هناك سوء تفاهم. سأقوم بإعادة أموالكم بكل سرور، و تستطيعوا الذهاب. و لكنا لن نستطيع إعادة ثمن تذكرة الطائرة. |
| Hayır, sadece uçak bileti alabilmek için çalışıyordum. | Open Subtitles | كلا, أنا احاول جمع المال من أجل تذكرة الطائرة |
| Ülkeyi terk etmemesi gerekiyordu ve biz onu, üç tane uçak bileti alırken yakaladık. | Open Subtitles | بعد ان امسكنا به يشتري 3 تذاكر طيران وهو ممنوع من مغادرة الولاية |
| Bu kredi kartıyla uçak bileti alman ne yazık. | Open Subtitles | أمر مؤسف بشأن تذاكر الطيران التي إشتريتها ببطاقة الإئتمان |
| Ama bu akşam gidiyorum, Iowa'ya son dakikada uçak bileti bulabildim. | Open Subtitles | و لكننى سأسافر خارج البلدة الليلة، لدى تذكرة سفر لأيوا |
| Amerika'ya bir uçak bileti aldım. 3 hafta sonra gidiyorum. | Open Subtitles | اشتريت تذاكر سفر للذهاب لأميركا ساكون هناك في غضون اسابيع |
| Internet sanki birisinin dünyanın tüm online suçlularına bedava uçak bileti verdiği yer gibi. | TED | اذن الانترنت مثل اعطاء شخص تذاكر طائرة مجانية الى كل المجرمين الالكترونيين في العالم |
| Bir bidon cilt temizleyici ve bedava uçak bileti. | Open Subtitles | إبريق جالون من حالة البرواكتيف "وكتيب قسائم "جيت بلو". |
| İkinize de Cenevre uçak bileti alıyorum. | Open Subtitles | سوف أشتري لكما تذكرتين طيران لـ(جينيفا) |
| 10,000 ve bir uçak bileti. Nereye olduğunu sonra söyleyeceğim. | Open Subtitles | عشرة الاف دولار وتذكرة سفر جوا وسأعلمك بوجهتي فيما بعد |
| Bu Japonya'ya uçak bileti. | Open Subtitles | هذه تذاكر السفر لليابان |
| Bu yüzden uçak bileti sadece 84 dolar tuttu. 5'liğimi geri alabilir miyim? | Open Subtitles | لهذا أجرة السفر 84 دولار هل لي أن أستعيد الناي خاصتي |
| Annem gidip uçak bileti aldı. | Open Subtitles | في شمال أسبانياَ وفي مدينة صغيرة تدعى " سيتشوس " ذهبت أمي لشراء تذاكر الطائرة لنا |
| O kalamaz. uçak bileti yüzünden kalamaz. Şu sıralar yılın en yoğun dönemi gibi. | Open Subtitles | لا يمكنها البقاء بسبب تذكرة الطيران خاصتها، فهذا أكثر أوقات العام إزدحاماً. |