| Herkes böyle bir şey istemez ama umurlarında değil. | TED | لا يرغب كل شخص في شراؤه لكنهم لا يهتمون. |
| umurlarında değil. Onları önergelerle boğabilirim. İki tane sundum bile. | Open Subtitles | إنهم لا يهتمون , كل ما أستطيعه هو أن أريهم الأحداث , أرسلت لهم ملفين إلى الآن |
| Sanat falan umurlarında değil Onları bir bakışta tanırım. | Open Subtitles | هم لا يَهتمّونَ بالفَنِّ. أنا يُمْكِنُ أَنْ أَكتشفَهم بنظرة خاطفة. |
| Şunlara baksanıza, sarhoşlar ve hiçbir şey umurlarında değil. | Open Subtitles | أنظروا لهم، جميعم ثملون و لا يبالون إطلاقًا. |
| Sizi kimin koruduğu umurlarında değil. Nanking'ten sonra değil. | Open Subtitles | إنهم لن يهتموا من يحميك الآن ليس بعد نانكنج |
| Tanıdığım insanlar... Sana benzemiyorlar. umurlarında değil. | Open Subtitles | من أُقابلهم من الناس ليسوا مثلك، إنّهم لا يهتمّون. |
| İnsanlar her sabah uyanıyor ve yoksulluk umurlarında değil. | TED | يستيقظ الناس في الصباح. لا يكترثون بالفقر. |
| Gözlerimizi bağlamadılar, yani gördüklerimiz umurlarında değil. | Open Subtitles | لمْ يعصبوا أعيننا لذا فهم ليسوا مهتمين بما رأيناه |
| Bir savaş çıksa umurlarında değil. | Open Subtitles | الذين بالخارج لا يهتمون بوجود حرب دائرة الأن |
| Küçücük kuşlar umurlarında değil. | Open Subtitles | قال فيها أنه قد حصل على كل الموافقات على البناء إنهم لا يهتمون بالطيور الصغيرة |
| İyi dans etmen umurlarında değil. Bu bir maraton. | Open Subtitles | هم لا يهتمون إذا كنت جيدا بالرقص.انه ماراثون. |
| Kardeşim olman umurlarında değil. Bir sakinleştirici al bari. | Open Subtitles | إذا أمسكو بك وانت تدخن الحشيش سوف يطردونك أنهم لا يهتمون أذا انت اخي |
| Kardeşim olman umurlarında değil. Bir sakinleştirici al bari. | Open Subtitles | إذا أمسكو بك وانت تدخن الحشيش سوف يطردونك أنهم لا يهتمون أذا انت اخي |
| Gerçek de insanlara yaptığımız yardım da umurlarında değil. | Open Subtitles | أنهم لا يهتمون أن نحن في محاولة لمساعدة الناس. تعلمون، أنا فقط أقول. |
| Amerikan, Şii ya da Sünni saçı kesmeleri umurlarında değil. | Open Subtitles | انظر، انهم لا يَهتمّونَ إذا قصوا شعر أمريكي، شعر شيعي، شعر سني. |
| Amerikan, Şii ya da Sünni saçı kesmeleri umurlarında değil. | Open Subtitles | انظر، انهم لا يَهتمّونَ إذا قصوا شعر أمريكي، شعر شيعي، شعر سني. |
| Kendilerinden başka kimse umurlarında değil, anlıyor musun? | Open Subtitles | هم لا يَهتمّونَ بأي شخص لكن أنفسهم، تَعْرفُ؟ |
| - Bu umurlarında değil. | Open Subtitles | إنهم لا يبالون. |
| Yaşamışsın, ölmüşsün umurlarında değil. | Open Subtitles | إنهم لا يبالون إذا عشت أو مت. |
| O zaman benim davamı düşürmemiz gerekiyor çünkü Donna'nın babası umurlarında değil. | Open Subtitles | حسنا, اذا علينا ان ننتهي من قضيتي لأنهم لن يهتموا بخصوص والد دونا |
| Aslında umurlarında değil. Hakkımda bir şey bilmiyorlar ki. | Open Subtitles | هم لا يهتمّون حقًّا، هم يجهلون كل شيء عنّي. |
| Bunu onlara nasıl verdiğim umurlarında değil. Güven bana. | Open Subtitles | .لا يكترثون بطريقة منحي لهم ذلك , ثقي بي فحسب |
| Gözlerimizi bağlamadılar, yani gördüklerimiz umurlarında değil. | Open Subtitles | لمْ يعصبوا أعيننا لذا فهم ليسوا مهتمين بما رأيناه |
| Bizi öldürmeleri umurlarında değil mi? | Open Subtitles | ألا يهتم الناس بقتلنا؟ بأخذ أجزاء منا؟ |