| Dinle, gazetede yazmayı unuttukları birşey var: kız buradan ayrılırken Noto otobüsüne bindi.. | Open Subtitles | اسمع,في الضحيفة نسوا أن يقولوا أن الفتاة غادرت واستقلت الباص إلى نوتو |
| Unutacaklardır aynı beni unuttukları gibi o kaplan kafesinde geçen acı dolu 18 ay gibi. | Open Subtitles | تماماً كما نسوا أمري، في قفص النمر ذاك لـ18 شهراً مؤلماً. |
| Beraberliği sürdürürlerse bunu, unuttukları için değil affettikleri için yapıyorlar. | Open Subtitles | إذا بقوا سوياً ليس لأنهم نسوا ولكن لأنهم يسامحون |
| Değiştirmeyi unuttukları tarihin bir parçası. | Open Subtitles | قطعة صغيره من التاريخ الذي نسو ان يعدلوه |
| Değiştirmeyi unuttukları tarihin bir parçası. | Open Subtitles | قطعة صغيره من التاريخ الذي نسو ان يعدلوه |
| Beraberliği sürdürürlerse bunu, unuttukları için değil affettikleri için yapıyorlar. | Open Subtitles | إذا بقوا سوياً ليس لأنهم نسوا ولكن لأنهم يسامحون |
| Buraya inerken söylemeyi unuttukları bir başka şey ne biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ما هو الشئ العظيم الآخر الذي نسوا أن يُخبروك به قبل نزولك ؟ |
| Dört sene önce avukata gitmişti, ama unuttukları büyük bir birikim vardı. | Open Subtitles | ذهبتلمستشارقبلاربعسنوات,ولكن ... كان هناك ركن أساسي نسوا كل شئ عنه |
| Silmeyi unuttukları küçük bir şey bulduk. | Open Subtitles | لقد نسوا جزء صغير |