"utangaçtı" - Traduction Turc en Arabe

    • خجولة
        
    • خجول
        
    • خجولاً
        
    • خجولا
        
    • خجلين
        
    • خجولًا
        
    • خجولةً
        
    Orada olduğun için çok utangaçtı. Open Subtitles أنت رأيت، كانت خجولة للغاية لأنك كنت هناك
    Çok utangaçtı, yüzünü sürekli aşağıda tuttu. Open Subtitles كانت خجولة جدا لدرجة انها حافظت علي وجهها منخفض طوال الوقت.
    Beni hep arzulardı ama bu konuda bir şey yapamayacak kadar utangaçtı. Open Subtitles لكنه خجول لدرجة أنه لم يفعل شيئاً حيال هذا
    Beni hep istedi ama bu konuda bir şey yapamayacak kadar utangaçtı. Open Subtitles لكنه خجول لدرجة أنه لم يفعل شيئاً حيال هذا
    Demek istediğim, bana karşı hisleri olduğu ortadaydı ama bunu gösteremeyecek kadar utangaçtı. Open Subtitles أقصد, لقد كان واضحاً أنه يكن مشاعراً لي، لكنه كان خجولاً جداً ليظهرها.
    Çok utangaçtı. Onun sevdiğim özelliklerinden biriydi. Open Subtitles كان خجولاً جداً، إنها من الأمور التي أحبها به
    Ama peşinden koşmak için çok utangaçtı. Open Subtitles لكنه كان خجولا ً جدا ً ليطاردها
    Düğündeki herkesle dans etmiştim. Kadınlar harikaydı ama erkekler biraz utangaçtı. Open Subtitles لقد رقصت مع كل من حضر الزفاف لقد كانت النساء بارعات، لكن الرجال كانوا خجلين قليلا
    O çok utangaçtı. Open Subtitles كان خجولًا جدًا.
    Başlarda utangaçtı ama sonradan kendini buldu işleri her geçen gün öğrenmeye başladı bilirsin süreçleri iyice öğrenmişti. Open Subtitles خجولة في البداية، لكن بعدها أحبت الأمر تسأل عن كيفية قيامنا بالعمل تتعلم العملية فحسب
    Ama nasıl utangaçtı nasıl arsızdı, detaylarıyla anlat bana! Open Subtitles كيف كانت خجولة ؟ و كيف أصبحت جريئة ؟ أخبرني بالتفاصيل
    Ve dokuz yaşında biraz da utangaçtı ve oraya geldi ve dedi ki "Yanıma otur." TED كانت في التاسعة من عمرها و كانت خجولة و ذهبت الى هناك , و قال لها, " اجلسي بجانبي ".
    Dışarıya odun kesmeye gittiğimizde ve Grace ve annesinin yapacağı işleri yaparken Grace çok utangaçtı; çocuk değildi, gençti TED واصلنا محاولة إشراكها، لكنها كانت خجولة. وعندما يحل الليل، عندما تطفأ كل الأضواء في ريف تنزانيا، ولم يكن هناك قمر في تلك الليلة،
    Sebastian utangaçtı. O değildi. Ben de değildim. Open Subtitles لقد كان " سيباستيان " خجولاً مع الناس بينما هى لم تكن خجولة ولا أنا
    Belki de sadece utangaçtı. Open Subtitles .ربّما هو كان فقط خجول
    Ama O Çok utangaçtı. Open Subtitles لكن هذا فقط لأنه خجول
    Hayır, demek istediğim, utangaçtı ama... Open Subtitles لا. أنا أعنى أنه خجول.. ولكن
    Çok utangaçtı, o yüzden ben dışarı çıkmayı teklif ettim. Open Subtitles لقد كان خجولاً جداً، لذا طلبت منه الخروج.
    Ama Grunwalski utangaçtı. Open Subtitles لكن (جرونوالسكي) كان خجولا
    Yaz başlangıcıydı, erkek arkadaşı motosiklet kazasında ölmüştü. Yani çok savunmasızdı. Onun dengi çocuklar da çok utangaçtı. Open Subtitles على اي حال, الصيف السابق لمقتل حبيبها في حادث دراجة فاصبحت سريعة التاثر ومعظم الشبان في مستواها كانوا خجلين
    Başlarda çok utangaçtı ama bir kahkahası vardı ki herkes bulaşıcı olduğunu söylüyordu. Open Subtitles كانت خجولةً جداً في البداية لكن كانت لديها تلك الضحكة كان الناس يقولون أن ضحكتها معدية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus