| Bu yüzden içerideki keltoş uyanırsa GANTZ'ın sonu gelmiş olacak. | Open Subtitles | لهذا، إذا استيقظ هذا الرجل الأصلع هي أيضا نهاية الجانتز. |
| Ama uyanırsa, burada olmam gerek. | Open Subtitles | في حالة ان استيقظ أنا حقا يجب أن أكون هنا |
| Ama uyanırsa, burada olmam gerek. | Open Subtitles | في حالة ان استيقظ أنا حقا يجب أن أكون هنا |
| Penny uyanırsa, burada olmamızla ilgili hiçbir geçerli açıklamamız olmadığının farkında mısın? | Open Subtitles | هل تدرك إذا استيقظت بيني ليس هناك تفسير معقول لماذا نحن هنا |
| - Saçmalama, bu yalan. uyanırsa birazdan döneceğimi söylersin. | Open Subtitles | إنها كذبة، إن استيقظت اخبرها أنني سأعود فوراً |
| uyanırsa muhteşem olacak ve hepimiz ona "sürpriz" bakışı atacağız. | Open Subtitles | سيكون من الغريب حقا ان إستيقظ و جميعنا نحدق به |
| Çünkü biz onu bıçaklamadan uyanırsa bize saldırır. | Open Subtitles | لأنها لو أستيقظت قبل أن نفعلها, ستقوم بمهاجمتنا. |
| Buzdolabında içinde Tamam, there şişe Wyatt uyanırsa ve pişik kremi o ihtiyacı sadece, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً ، هناك زجاجة فى الثلاجة إذا استيقظ وايات و |
| Takım elbiseli adam uyanırsa, onu sakin tutmaya çalış, ama şarapnel parçasını çıkarmasına izin verme.Anladın mı? | Open Subtitles | إن استيقظ الرجل ذو السترة، فحاول تهدئته لكن لا تدعه ينزع القذيفة، أفهمت؟ |
| uyanırsa, tekerlekli sandalyeyi koymuş olursun. Ölürse, sen öldürmüş olursun. | Open Subtitles | إن استيقظ فستكون قد وضعته على كرسي للمعاقين وإن مات، فستكون أنت من قتله |
| Eğer, Victor kilodunun içinde bir hayvanat bahçesiyle uyanırsa, bunu çok ağır ödetir. | Open Subtitles | إن استيقظ و وجد حديقة حيوان بسرواله ستحدث مشكلة كبيرة |
| Karnı acıkıp uyanırsa bu kaptakilerin dışında hiçbir şey verme. | Open Subtitles | ولذلك لا تطعميه أي شيء غير ما في هذه العلب هذا لو استيقظ جائعاً |
| Uyandığı anda, ki eğer uyanırsa derhal Rikers'a nakledilecek. | Open Subtitles | في اللحظة التي سيصحو فيها ان استيقظ فسيتم نقله مباشرة الى سجمن رايكرز |
| Tamam, uyanırsa veya başka bir şey olursa bizi ara. | Open Subtitles | حسناً، هاتفينا إن استيقظ أو قام بفعل أي شيء، كما تعلمين حسناً، لا بأس |
| Olmaz gitmeliyim. Bak eğer ben gelmeden uyanırsa, | Open Subtitles | علي الرحيل حالا واذا استيقظت صديقتي قبل عودتي |
| Annem evde uyanırsa, korkar çünkü yalnız diye... | Open Subtitles | فوالدتى لو استيقظت ستشعر بالخوف فهى فى المنزل وحدها |
| Eğer uyanırsa diye orada birinin olması iyi olur. | Open Subtitles | لذا ينبغي أن يكون هناك أحد ما إذا استيقظت |
| uyanırsa cinayete teşebbüs sayılır. | Open Subtitles | حسناً، ستكون شروعاً بالقتل الآن إذا إستيقظ |
| Bırak uyusun. uyanırsa ağlamaya başlar. | Open Subtitles | ضعيه في السرير وإذا بدأ في البكاء فاعلمي أنه إستيقظ |
| İyi, eğer uyanırsa, sadece onu aradığımı söyleyebilir misin? | Open Subtitles | حسناً لو أستيقظت هل يمكنك إخبارها أنني كلمتها ؟ |
| Biliyorum ama ya uyanırsa, yine peşine düşer, değil mi? | Open Subtitles | أعرف, لكن إن أفاق, فقد يلاحقك.. صح؟ |
| Miles yeni uyudu. uyanırsa ayağımın altına alırım seni. | Open Subtitles | مايل) نام) إذا أوقظته سأضربك |
| Eğer uyanırsa ne hatırlayacağını hiç bilmiyorlar. | Open Subtitles | هم لا يعلمون ما الذي سوف يتذكره عندما يفيق |
| Bir hemşireden rica ederiz. Eğer uyanırsa bize haber verir, o zaman değişimli olarak yemek yeriz. | Open Subtitles | وستجدكم حينما تستيقظ الطفله , ويُمكننا تناول وجبه معاً على سبيل التغيير |