| Kendiliğinden çoğalan yakıtımız var. Egzersiz için kas uyarıcılar ve arkada da kimyasal tuvaletimiz var. | Open Subtitles | لدينا تكرير وقود ذاتي منشطات عضلية للتدريب |
| Diğer ikisi tehlikeli psikotropik uyarıcılar. Bunlar Banks'in ciğer ve böbreğini mahvetmiş. | Open Subtitles | و الإثنين الآخرين منشطات نفسية خطيرة و التي كانت تؤثر بتدمير وظايف الكلية و الكبد. |
| kokain gibi uyarıcılar... veya belki bir tür elektrik şoku. | Open Subtitles | أو منشطات كالكوكايين أوربماصعقةٌكهربائيّة. |
| Rastgele uyarıcılar, ciddi algılanır. | Open Subtitles | محفز عشوائي يرى بأنه مهم |
| Rastgele uyarıcılar, ciddi algılanır. | Open Subtitles | محفز عشوائي يرى بأنه مهم |
| Evet, esas olarak uyarıcılar, kokain gibi. | Open Subtitles | أجل, محفز رئيسي "كـ"الكوكايين |
| Çeşitli uyarıcılar kullandım yetkililere yardım ederken | Open Subtitles | استخدمت منشطات مختلفة بينما كنت أحاول مساعدة السلطات لنيل "M" من |