| Bugün buraya bahane uydurmak için gelmedim. | Open Subtitles | أنا لا أجلس أمامكم اليوم محاولة إختلاق أيّ أعذار |
| Buraya gelmek için yalan uydurmak çok zor oldu. | Open Subtitles | لقد كان عندى حقا صعوبة فى إختلاق الأعذار للمجئ إلى هنا |
| Her gün dinleyici yorumu uydurmak o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | ليس من السهل اختلاق تعليقات للمستمعين كل يوم |
| Dünyanın standartlarına ayak uydurmak onun için çok zordu. | Open Subtitles | لقد كان من الصعب عليه التأقلم مع الحياة الرتيبة |
| Hala zenginlerin tabanını yalamak, aptal özürler uydurmak, ve onların kaprislerine göre davranmak gibi aptal işlerim olacakmış. | Open Subtitles | ما زال عليّ أن ألعب دور لاعق حذاء الأغنياء، أختلق أعذار سخيفة، وأقوم بأشياء تناسب أهوائه. |
| Ama her duruma ayak uydurmak, daha iyi olmasını sağlamak gibi özellikler seni iyi bir lider yapar. | Open Subtitles | والتي هي كبيرة. ولكن القدرة على التكيف بأي حالة، والدافع لتكوني أفضل، |
| Çalışma grubu uydurmak zor olmamalı, değil mi? | Open Subtitles | لن يكون من الصعب تزييف مجموعة دراسيه , صحيح ؟ |
| Bu hikâyeyi uydurmak için kendi kendini cezalandırıyor. | Open Subtitles | لقد عاقب نفسه لكى يختلق هذة القصة |
| Ortama ayak uydurmak istiyorsan bu pasta yarışmasına katılarak kendine hiç iyilik yapmıyorsun. | Open Subtitles | أتود أن تتأقلم ؟ إنك لا تقوم بخدمة نفسك مع مسابقة الكعك هذه |
| Boşversene, hükûmete yönelik asılsız iddialar uydurmak mı? | Open Subtitles | بربّك ، إختلاق الإدعاءات يؤدي إلى ما يزعزع الحكومة |
| Cehalet uydurmak için burda arkadaş oldular | Open Subtitles | ليس له داعىّ إختلاق الجهل وعدم المعرفه فنحنُ هُنا جميعاً أصدقاء. |
| Bütün bu şeyleri uydurmak bir gizem gerektirir ufaklık yaşam, bunu sağlayacağının garantisini vermez. | Open Subtitles | هناك لُغز في إختلاق الأشياء أيتها الفتاة و الحياة لا تقدم آي ضمانات |
| Ruhsal sorunların olduğu yönünde hikâyeler uydurmak zorunda kalırdım. | Open Subtitles | سيكون عليّ اختلاق قصص عن مرض عقلي شديد |
| Mars soğuduğunda buna ayak uydurmak zorunda kaldılar. Bio-mekanik-cyborglar. | Open Subtitles | عندما أصبح المريخ بارداً كان عليهم التأقلم إنهم أنصاف آليين |
| Yalan söylemek olsun, hikâye uydurmak olsun. | Open Subtitles | أكذب عليها أو أختلق لها قِصصًا |
| Yeni bir kültüre ayak uydurmak zordur. | Open Subtitles | التكيف مع ثقافة جديدة شيء صعب. |
| Bence sayıları uydurmak çok kolay. | Open Subtitles | انا اعني انه من السهل جدا تزييف الارقام |
| Neden her zaman böyle çılgın hikâyeler uydurmak zorunda? | Open Subtitles | لماذا دائماً يختلق هذه الأكاذيب؟ |
| Ayak uydurmak zorundayım. Uyum sağlamak. Darwin. | Open Subtitles | يجب ان تتأقلم معها، تكيف نفسك وتعيد حساباتك |
| İki hafta böyle bir şey uydurmak lazım. | Open Subtitles | وتقولي أنني مريض بـ 00 أي شيء يستمر لاسبوعين كجنون البقر |
| Senin bölümüne ayak uydurmak için 1000 taneye çıkarmam lazım. | Open Subtitles | استوجب علي أن أسمح بألف ورقة . . لتلائم قسمك |
| Bir hikâye uydurmak için yeterli bir süre. | Open Subtitles | ذلك وقت كافي لإختلاق قصة مزيفة |