| Bu yüzden bunu söylüyorum. Söylüyorum çünkü, tekrarlayayım, iyi bir neden için değilse hiçbir şey var olamaz. Güzel rüyamızın, bu uygarlığın nedeni. | TED | لهذا السبب أنا أقول ذلك. أقول ذلك ، لأنه، وأكرر، لا شيء موجود إذا لم يكن لسبب وجيه، سبب حلمنا الجميل، لهذه الحضارة. |
| Şimdi, onlar yeni bir dünya aramak için uygarlığın yarsını gönderdiler. Haftada 21 milyar oyun saatini bulduğum yer burası. | TED | الآن، لقد جعلوا نصف الحضارة تذهب للبحث عن عالم جديد. ومن هنا حصلت على ٢١ بليون ساعة أسبوعيا من اللعب. |
| Petrol, uygarlık abidesinin her döneminde vardır ve uygarlığın da temelidir. | Open Subtitles | النفط هو الأساس لصرح الحضارة الأنسانية الذي إستمر معها خطوة بخطوة. |
| Ama NASA'daki yetkililer, bunun dünya dışı bir uygarlığın işareti olabileceğini reddediyor. | Open Subtitles | ومع هذا أنكر موظفوا ناسا بأنها تثبت وجود حياة لحضارة من الفضاء |
| Bu pek çok uygarlığın gelecek nesiller için kodlanmış mesajlar yazmasının sebebi midir? | Open Subtitles | هل هذا هو السبب الذي دفع الكثير من الحضارات |
| - uygarlığın temel varsayımını reddet, özellikle de maddî aidiyetin önemini. | Open Subtitles | ـ أعداء ـ رفض رموز الحضاره الأساسيه |
| Amacımız; yayınlanmış dizaynların çok net, tamamlanmış olduğu bir depodur; bu DVD etkili bir uygarlığın başlangıç kitidir. | TED | هدفنا هو مستودع لنشر التصاميم واضحة جدا، وكاملة ذلك، في قرص دي في دي واحد هي بالفعل عدة بداية الحضارة. |
| uygarlığın beşiği. Mısırlılar mumyayı ve tuvalet kağıdını icat ettiler. | Open Subtitles | مهد الحضارة , لقد إخترعوا التحنيط وورق المرحاض |
| uygarlığın beşiği. Mısırlılar mumyayı ve tuvalet kağıdını icat ettiler. | Open Subtitles | مهد الحضارة , لقد إخترعوا التحنيط وورق المرحاض |
| Ve burada modern uygarlığın gürültüsünden rahatsız olmadan, Akademi'nin karmaşasından uzakta araştırmama devam ettim. | Open Subtitles | هنا يمكنني إكمال بحثي من دون إزعاج الفضوليين و صرف الإنتباه في الحضارة الحديثة و عبء الأكاديمية |
| uygarlığın sonu geldiği için CCN yayını bitiyor. | Open Subtitles | بسبب نهاية الحضارة ستتوقف شبكة كلامب عن البث |
| - Mezopotamya, yani uygarlığın doğduğu yer. Oradan başlamış ilk destanlar. | Open Subtitles | الكثير من الأساطير ظهرت من بلاد ما بين النهرين هناك حيث وُلِدت الحضارة البشريّة |
| Bence siz o uygarlığın soyundan geliyorsunuz. | Open Subtitles | أعتقد انه يمكن أن تكونوا أحفاد تلك الحضارة |
| Ayrıca o buradaki uygarlığın son kalıntısı olabilir, ve burada neler olmuş olabileceğini bulmamız konusunda bir anahtar. | Open Subtitles | هي أيضا قد تكون البقايا الأخيرة لهذة الحضارة والمفتاح لمعرفة ماذا حصل هنا بالضبط, سيدي |
| Ama uygarlığın sonu geldiyse ben en azından küçük bir parçasını kurtarmış olurum. | Open Subtitles | و لكن إذا انتهت الحضارة الغربية فعلى الأقل سأنقذ جزء صغير منها |
| uygarlığın, demokrasinin, özgürlüğün geleceği ve hayatta kalması ona bağlı. | Open Subtitles | مستقبل و بقاء الحضارة الحديثة و الديمقراطية, الحرية كل ذلك يعتمد عليها |
| Oysa bizim tarafımızda, yani eğitim ve başarının tarafında... uygarlığın geleceği yatıyor! | Open Subtitles | و جانبنا ,جانب الثقافة والإنجاز هو مستقبل الحضارة |
| Efendilerim, sınırsız gücü olan Roma'yı örnek alacak uygarlığın tamamına hükmedecek! | Open Subtitles | سيقوم أسيادي باتباع منهج روما امبراطورية قوية تتخطى الحضارة كاملة |
| Dediğim gibi, bu cihaz uzun süredir ölmüş olan bir uygarlığın kayıtlarını tutuyor. | Open Subtitles | كما قلت , هذا الجهاز يحتوي على سجلات لحضارة ماتت منذ زمن بعيد |
| Ama benim arkeoloji eğitimim var bu da bir sürü uygarlığın çöplerini karıştırmak demek. | Open Subtitles | لكن أنا ديهم التدريب الأثري، الذي ينطوي على الذهاب من خلال القمامة العديد من الحضارات. |
| Ursini'ler onları yaratan uygarlığın uzun zaman önce ortadan kaybolduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | "يعتقد "اليورسينى أن الحضاره التى صنعتهم إنقرضوا منذ زمن بعيد |
| Fosil yakıtları öylesine hızlı tüketiyoruz ki insanoğluna ait uygarlığın son 10 bin yılda gelişmesini sağlayan Goldilocks koşullarını ortadan kaldırıyoruz. | TED | نحن نحرق الطاقة الأحفورية بنسقٍ يوحي بأنّنا نُعرِّض الظروف المعتدلة للإختلال و هي التي سمحت للحضارة البشرية بالإزدهارطوال 10,000 سنةٍ مضت. |
| İki yüce uygarlığın yanması... | Open Subtitles | حضارتين عظيمتين تحترقان |
| Burada dünya dışı bir uygarlığın temsilcisi var. | Open Subtitles | هذا ممثّل عن حضارة من الفضاء الخارجي |
| Fıçıyı bana ver, ben kendi saldırımı bitirip bu uygarlığın kökünü kurutayım. | Open Subtitles | أعطني البرميل, انهي غزوتي ومن ثم نمحو حضارتهم لن يكون هناك ماء ساخن للشرب بعد الآن |