| Kanepende uyuyakaldım sadece bir kere, o kadar yumuşaktı ki. | Open Subtitles | لقد نمت على اريكتكِ فقط مرة ، لانها ناعمة جداً |
| Aracın başında uyuyakaldım ve küçük dâhimin yüzü gözü pastaya battı. | Open Subtitles | قد نمت على عجلة القيادة و الأن صغيرتي العبقرية مغطاة بالكعك |
| Bir restaurantta uyuyakaldım. Bir randevunun ortasında, masada. | Open Subtitles | نمت في مطعم في منضدة بينما أنا كنت في موعد |
| Sonrasını hatırlamıyorum. Yatıştırıcı etkisini gösterdi ve ben uyuyakaldım. | Open Subtitles | كان هذا آخر ما أتذكّره، ثمّ بدأ يسري مفعول المخدّر، و غفوت. |
| ! Dün akşam kanepemde uyuyakaldım. Bu kadar basit olmamalı diye düşündüm. | Open Subtitles | الليلة الماضية غفوت على أريكتي، كنت أفكر لابد أن الامر يستدعي أكثر من ذلك. |
| Küvette uyuyakaldım. Devir daim pompası bozuldu. | Open Subtitles | غطّيت بالنوم في الحوض الساخن، والمضخّة الحرارية قد تعطّلت |
| İnternet sohbetindeki bir tamirciden mesaj gelmesini beklerken uyuyakaldım. | Open Subtitles | لقد غفوتُ وأنا أنتظر رداً من ميكيانيكيّة في غرفة دردشة على الانترنت. |
| - Yorgundum. Tv yi açtım, yatakta uyuyakaldım. | Open Subtitles | لقد كنت متعبا ، فتحت التلفاز ثم نمت على السرير |
| Kilisenin bahçesinde uyuyakaldım, ve küçük, karanlık bir yerde uyandım. | Open Subtitles | نمت في باحة الكنيسه وافقت في مكان ضيق ومضلم |
| Gazete okurken uyuyakaldım! | Open Subtitles | دموع فرح في الواقع ، نمت قليلا |
| Bilgisayarımın başında uyuyakaldım. | Open Subtitles | لقد نمت أثناء جلوسي على الحاسب الآلي. |
| Geçen ay, park yerinde uyuyakaldım. | Open Subtitles | الشهر الماضي نمت في مكان الوقوف |
| - Hmm. - Seks sırasında uyuyakaldım. Nolmuş ki? | Open Subtitles | أنا نمت خلال الغزل , ما المشكلة؟ |
| Sana hiç ilişmezdim ama ders sırasında uyuyakaldım, yemin ederim. | Open Subtitles | وأود أن اتركك وشأنك لكنني أقسم بالله لقد غفوت أثناء دخولي الصف |
| Bundan hiç hoşlanmayacaksın ve sanırım bunu söylememeliyim ama dün gece birkaç kez uyuyakaldım. | Open Subtitles | هذا يبدو سيئاً، وربما ليس عليّ أن اخبرك لكنني، غفوت أكثر مرة |
| Uyumadım, çalışırken uyuyakaldım. Geç saatte çalışıyordum. | Open Subtitles | لم أنم هناك، غفوت خلال عملي، عملت حتى وقت متأخر |
| Dün gece uyuyakaldım ve kapanış konuşması hazırlamayı unuttum. - Sana söyleyecektim. | Open Subtitles | لقد تأخرت بالنوم لليلة الأمس و نسيت التحضر للمرافعة الختامية |
| Bir keresinde Marseilles - Lyons karayolunda uyuyakaldım. | Open Subtitles | ذات مرة، غفوتُ على الطريق السريع بين (مارسيليا) و(ليون) |
| Konuşurken bir kaç kez uyuyakaldım. | Open Subtitles | لقد غفيت عدة مرات حينما كان يتحدث |
| Özür dilerim. Yine kütüphanedeki büyük koltukta uyuyakaldım. | Open Subtitles | آسف، لقد غلبني النعاس على تلك الكنبة التي بالمكتبة مرة ثانية |
| "uyuyakaldım." Dün akşam seni aradım, "Dışarıdaydım". | Open Subtitles | لقد غلبني النوم , اتصلت بك بالأمس لقد كنت خارجاً |
| O yüzden uçakta değildim, Nate. uyuyakaldım. | Open Subtitles | هذا سبب عدم وجودي على الطائرة لقد استغرقت في النوم |
| Rock konserlerinden birkaçına gittim ve uyuyakaldım. | Open Subtitles | ذهبت لحفلتين لموسيقى الروك وشعرت بالنعاس. |
| İşten sonra uyanık kalmaya çalıştım bu yüzden fazla uyuyamadım ve barda uyuyakaldım. | Open Subtitles | حاولت البقاء مستيقظاً بعد العمل حتى لا أنام وغفوت للنوم وأنا في الحانة |
| Tekrardan uykuma dönmek saatlerimi aldı ve sonra sanırım uyuyakaldım. | Open Subtitles | لقد استغرقنى وقتا كثيرا لأتمكن من العوده للنوم ثم بعد ذلك أعتقد أنى غطط فى النوم |