| yorucu bir gün geçirmiştin gitmesini bekleyip çıkarım diye düşünürken burada uyuyakalmışım sanırım. | Open Subtitles | لقد كان يومك طويلا. ظننت أن علي انتظاره ليذهب, و.. لا أعلم, أظن أنني غفوت. |
| Televizyonun karşısında uyuyakalmışım. O kadar geç değil. | Open Subtitles | لقد غفوت و أنا أشاهد التلفاز - الوقت ليس متأخراً جداً - |
| ve nasıl olduysa uyuyakalmışım. | Open Subtitles | و لا أعلم، لقد غلبني النوم نوعاً ما |
| Saatler önce, siz dik durmak ve küçük garip kasabalar hakkında saçmalarken uyuyakalmışım. | Open Subtitles | لقد نمت منذ ساعات عندما كنتم تثرثرون عن الموقف الجيد و المدينه الصغيره |
| Adamın birinin arabasının arkasında uyuyakalmışım. | Open Subtitles | و قد وقعت في النوم في حقيبة سيارة هذا الفتى |
| Hayır, ilk paragrafın yarısına gelmiştim. Tarımsal ekonomiden bahsedilen yerde uyuyakalmışım. | Open Subtitles | لا، درستُ منتصف المقطع الأوّل، وما إن ذكروا الاقتصاد الزراعيّ حتّى غفوتُ |
| 1 tane içmiştim, direksiyon başında uyuyakalmışım. | Open Subtitles | كان لي احد شرب، سقطت نائما على عجلة القيادة. |
| Film başlamadan uyuyakalmışım annemle babamın arasında. | Open Subtitles | شعرت بالنعاس قبل حتى أن يبدأ الفيلم بين أمي وأبي |
| uyuyakalmışım. Lütfen özürlerimi kabul edin. | Open Subtitles | ،لا بدّ وأني غفوت إني أعتذر سيّدي |
| Evet, elimde kitapla uyuyakalmışım. | Open Subtitles | صحيح، وبعدها غفوت والكتاب بين يدي |
| Senin uyanmanı bekliyordum o sırada ben uyuyakalmışım. | Open Subtitles | كنت أنتظر أن تستيقظي وقد غفوت قليلا |
| uyuyakalmışım. Yoldayım. | Open Subtitles | لقد غلبني النوم أنا في طريقي الآن |
| Üzgünüm, uyuyakalmışım. | Open Subtitles | أنا آسف يا سيدتي لقد غلبني النوم |
| Son ders olan Sürücü Eğitim dersinde uyuyakalmışım. | Open Subtitles | لقد نمت خلال الدرس الأخير تعليم السائقون |
| Çocuklarla çizgi film izlerken uyuyakalmışım. | Open Subtitles | لقد نمت أثناء مشاهدة الكارتون مع الصغار. |
| Biraz içki içmiştim, uyuyakalmışım. | Open Subtitles | شربت قليلاً وغططت في النوم دخل، فقدت السيطرة على نفسي |
| Makineyi beklerken uyuyakalmışım. | Open Subtitles | لقد كنت أنتظر الغسّالة ثم غفوتُ قليلاً |
| Arabada uyuyakalmışım. | Open Subtitles | أنا سقطت نائما في سيارتي. |
| Oh, Tanrım olamaz. uyuyakalmışım. Üzgünüm. | Open Subtitles | رباه ، لا لقد شعرت بالنعاس ، متأسفة |
| Afedersin, platformda uyuyakalmışım. | Open Subtitles | من فضلك. أنا نِمتُ على الرصيفِ |
| Efendi kat sahipleri toplantısındaydı, ben de uyuyakalmışım. | Open Subtitles | السيد كان في اجتماع سكّان العمارة? ,? وأنا كنت نائمة. |
| Bu hafta solaryum sırasında uyuyakalmışım ve yanağımda güneş yanığı olmuş galiba. | Open Subtitles | لقد غلبني النعاس في سرير للسمرة هذا الاسبوع و أعتقد أن لدي حرقة شمس على خدي |
| İyiyim. Tanrım, uyuyakalmışım. Hoşçakal. | Open Subtitles | اوه ، انا بخير اوه يا الهي ، لقد نمتُ طويلاً ، مع السلامة |
| Seni korkutmak için saklanmıştım, ama uyuyakalmışım. | Open Subtitles | مغفو أنا ولكن لكم لتخويف هنا مختبئا كان أنا |
| Galiba çikolata sosunun içinde uyuyakalmışım. | Open Subtitles | و نمت على بعض الشكولاتة. |
| - uyuyakalmışım. | Open Subtitles | -لقد نمت كثيرا ً |
| uyuyakalmışım. | Open Subtitles | لقد أطلتُ النوم. |