| Pekin yakınlarındaki Bohai Rim, Şangay çevresindeki Yangtze Nehri Deltası ve Pearl Nehri Deltası Hong Kong'tan kuzeydeki Guangzhou'ya uzanır. | TED | حافة بوهاي حول بكين، دلتا نهر اليانغتسي حول شنغهاي ودلتا نهر البيرل، تمتد من هونغ كونغ في الشمال إلى قوانغتشو. |
| Bu çevre, beynimizin başa çıktığı şeye çağdaş kültürümüze doğru uzanır. | TED | تلك البيئة تمتد إلى ثقافتنا المعاصرة، وهذا هو التحدي الذي يواجه دماغنا. |
| Bu tüneller tüm bina boyunca uzanır. | Open Subtitles | . هذة الانفاق, تمتد الى جميع المبانى الاخرى |
| Bu ilişkiler yalnızca başka böceklere değil, bitkilere kadar uzanır. | Open Subtitles | د.سـامح نـور لا تمتدّ هذه الشّراكات لحشرات أخرى وحسب، بل للنباتات. |
| Ya oraya uzanır ve ıslanırsın, ya da ben seni oraya sererim ve sonra kırık bir burnun olur. | Open Subtitles | إما أن تستلقي وتتبلل، وإما تُضرب ويُكسر أنفك. |
| Hiç, pencereye bakarak yatağında uzanır mısın? | Open Subtitles | هل استلقيت في فراشك من قبل ناظرا إلى النافذة؟ |
| Her gün, bir kararlar denizi önümüze uzanır. | TED | في كل يوم، يمتد أمامنا عدد كبير من القرارات. |
| Hawaiide, 100'den fazla eski volkanik ada 3.200 km boyunca uzanır. | Open Subtitles | تتكون هاواي من أكثر من 100 جزيرة بركانية قديمة تمتد ل 3,200 كم |
| Büyük Bariyer Resifi Avustralya'nın kuzeydoğu sahili açıklarında 2,600 km boyunca uzanır. | Open Subtitles | الحاجز المرجاني العظيم تمتد على مدى 2500 كم... شمال شرق سواحل استراليا. |
| Buradan, yani İzlanda'dan Atlantik Okyanusu boyunca Kuzey Amerika ve Pasifik Okyanusu'na kadar uzanır. | Open Subtitles | والتي تمتد في طريقها من آيسلندا عبر المحيط الأطلنطي و أمريكا الشمالية وحتي المحيط الهادي |
| Ona Avrasya plakası denir ve buradan Shanghai'ye kadar uzanır. | Open Subtitles | الصفيحة الأوراسية إنها التي تمتد من هنا وحتي شانجهاي |
| Bütün odayı tamamen domine eden aynalardan oluşan bu duvarlar 100 metre boyunca uzanır. | Open Subtitles | و الحجرة بأكملها مزدانة بهذه الحوائط من المرايا و التي تمتد بطول 100 متر تقريباً |
| Bu şelale neredeyse iki kilometre boyunca uzanır. | Open Subtitles | تمتد هذه الشلالات الى كيلومترين اثنين تقريباً |
| Cellâdın ipi, lssy'den Vanvre'a kadar uzanır, | Open Subtitles | أنشوطة الجلاد تمتد من " إيسى " إلى " فانفر" |
| Dev gezegenin çekim gücü uydularına kadar uzanır ve onları güçlü bir çekim gücü ile çeker. | Open Subtitles | جاذبية الكواكب العملاقة تمتدّ وتسحب بقوّة الأقمار الدائرة |
| Güney İngiliz Kolombiya'sından Alaska'ya kadar uzanır. | Open Subtitles | تمتدّ من جنوب (كولومبيا (البريطانية) إلى (ألاسكا |
| Kadın, pasif bir şekilde sırt üstü uzanır. | Open Subtitles | تستلقي المرأة دون فعل شيء، وجهها للأعلى. |
| Leydi Bertram, bir ev dolusu gencin azmasına izin vererek, ortalıkta uzanır. | Open Subtitles | السيدة (بريترام) تستلقي في الجوار تاركةً بيت ملئ بالمراهقين يعيشون في إستهتار |
| Bay Page, uzanır mısınız lütfen? | Open Subtitles | في سجن الولاية سيد بايج هلا استلقيت, رجاء؟ |
| Tepesine çıktığında, dünya dört bir yanda alabildiğine uzanır. | Open Subtitles | وعندما تقف على سطحها يمتد العالم كله تحت ناظريك |
| Rusya'nın uzak doğusunda yasak ve izole olmuş karanlık ormanların ülkesi uzanır. | Open Subtitles | هناك في الشرق الروسي الأقصى تقبع أرض غابات ظليلة محظورة ونائية |