| uzay aracı dünyadan 216 milyon kilometre ve Mars'tan 80700 kilometre uzaklıkta. | Open Subtitles | المركبة الفضائية على بُعد 134.217 مليون ميل من الأرض و 50.142 مليون ميل من المريخ |
| "Mars'ın yüzeyine çıkan ilk uzay aracı." | Open Subtitles | لقد كانت المركبة الفضائية الأولى التي تهبط على سطح المريخ |
| Dün, Güney Kaliforniya sahili açıklarına bir Amerikan uzay aracı düştü. | Open Subtitles | بالأمس ، وجدت مركبة فضائية أمريكية بالقرب من ساحل جنوب كاليفورنيا. |
| Kurtarma ekibi, Kızıl Baron Beş denizde muhtemel bir uzay aracı rapor etti. | Open Subtitles | الإنقاذ ، عند البارون الخامس خمسة تقارير عن مركبة فضائية محتملة بعيدا عن الشاط |
| Gazetelerde okuduklarınızın aksine, hükümetimiz hiç uzay aracı bulmadı. | Open Subtitles | بغض النظر عما تكون قد قرأته في الصحف لا سفينة فضائية اكتشفتها حكومتنا |
| Jüpiter'e gidecek olan uzay aracı GalileoveAtlantiskalkışahazır! | Open Subtitles | لدينا إشتعال وإقلاع من "أتلانتس"، ومركبة الفضاء "جاليليو" مُتجه إلى المُشتري |
| Fakat, uzay aracı Dünya'ya geri döndüğünden ve astronotlar Dünya'nın yer çekimi alanına girdiğinden dolayı yer çekiminin etkilerini görmeye başlarlar. | TED | لكن عندما يقوم مكوك الفضاء بالرجوع للأرض، وعندما يدخل رواد الفضاء لحقل جاذبية الأرض، يبدأون بملاحظة تأثيرات الجاذبية. |
| "Mars'ın yüzeyine çıkan ilk uzay aracı." | Open Subtitles | لقد كانت المركبة الفضائية الأولى التي تهبط على سطح المريخ |
| uzay aracı ve Mars'ın gezegen yörüngesindeki belirli bir noktaya aynı anda ulaşması için, fırlatma iyi zamanlanmalıdır. | Open Subtitles | توقيت الإنطلاق يجب أن يكون دقيقا بحيث تصل المركبة الفضائية والمريخ لنقطة محددة في مدار الكوكب في نفس الوقت |
| 1995 yılında, uzay aracı Galileo bu bulutların arasına bir sonda fırlattı. | Open Subtitles | وفي عام 1995، أطلقت المركبة الفضائية غاليليو للتحقيق في هذه الغيوم |
| uzay aracı Dawn, 2015 yılında, ayrıntılı bilgi toplamak için burayı ilk ziyaret eden araç olacak. | Open Subtitles | المركبة الفضائية الفجر سوف تكون أول من زارة هنا في عام 2015 لتقدم معلومات مفصلة |
| Sizleri uzay aracı Rosetta'nın, destansı araştırmasına götürmek istiyorum: | TED | تعالوا معي في هذه الرحلة الأسطورية، على متن المركبة الفضائية "روزيتا". |
| Gönderdiğimiz uzay aracı ilk iş olarak kirliliği yaratacak olan makineleri yüzeye bırakacak. | Open Subtitles | في البداية، فإن على مركبة فضائية إنزال آلات صنع التلوث على الكوكب. |
| Daha önce bizim topraklarımız üzerinde uzay aracı tespit edildi. | Open Subtitles | كما ترى, مركبة فضائية إكتشفت في مجالنا بوقت سابق |
| Yıllar öncesinden yaklaşmakta olduğunu görebiliriz ve yönünü saptırarak zararsız bir yörüngeye döndürmesi için oraya bir uzay aracı gönderebiliriz. | Open Subtitles | فسوف نراه قادمًا قبلها بسنوات ويمكننا أن نرسل مركبة فضائية إلى هناك لتغيير مسار هذا الكويكب |
| Bizim astronomiden anlayan; radyo teleskobu veya uzay aracı yapıp işaret bırakabilen veya anlaşılır bir mesaj bırakabilen bir medeniyete ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحنُ بحاجة إلى حضارة تفهمُ علم الفلك يُمكنها بناء تيليسكوبات راديوية أو مركبة فضائية و يُمكنها أن تُخلف أثراً |
| Bunun ördek olması gerek, uzay aracı değil. Yani senin görüşün bana uymuyor. | Open Subtitles | ستكون حينها بطة وليست سفينة فضائية لم أفهم قصدك |
| Yani zamanda geriye doğru yolculuk yapabilmek için ışık hızını geçebilecek bir uzay aracı gibi bir şeyin içinde olman gerekmez mi? | Open Subtitles | -إذن فللسّفر نحو الماضي عليكَ أن تمتلك سفينة فضائية أسرع من الضوء.. |
| Bu uzay aracı değil. | Open Subtitles | ليست سفينة فضائية |
| NASA avukatları yarın mahkemeye çıkarak benzersiz bir çevre mücadelesine karşı uzay mekiği Atlantis ile uzay aracı Galileo'yu savunacak. | Open Subtitles | مُحامي وكالة الفضاء الأمريكية "ناسا" عليِهِم الذِهاب إلى قاعة المحكمة غداً، لِمُساعدة المكوك "آتلانتس" ومركبة الفضاء "جاليليو"، من الهرب من تحدي بيئي فريد. |
| Ancak, Cassini uzay aracı oraya gittiğinde şaşırtıcı bir şey keşfetti. | Open Subtitles | لكن عندما ذهب مكوك الفضاء "كاسيني" هناك اكتشف شيئًا مدهشًا |
| NASA'nın Voyager uzay aracı saatte 56 bin kilometreden daha hızlı hareket etmektedir. | Open Subtitles | تتحرك مركبة فضاء ناسا فوياجر بسرعة تفوق 56 ألف كيلو متر في الساعة |
| Derin uzayda son sürat giden ve elinde olan her türlü imkanı kullanarak bir şekilde Mars yüzeyine saatte sıfır kilometreyle nasıl ineceğini hesaplayabilen bir uzay aracı. | TED | الأمر يقوم على جعل مركبة الفضاء التي تنطلق بسرعة كبيرة في الفضاء العميق و المحملة بالمعدات، أن تجد لنفسها طريقة تحط بها بكل سلاسة على سطح المريخ. |
| Bu projenin amacı nükleer bomba ile çalışan 4000 tonluk Satürn ve Jüpiter'e gidecek bir uzay aracı inşa etmekti. | TED | كان ذلك مشروعا لبناء سفينة فضاء تعمل بأربعة آلاف طن من الوقود النووي للسفر إلى كوكبي زحل والمشتري. |
| Fakat uzay aracı ölçümleri başka bir hikayeyi ortaya koydu. | TED | لكن تقارير المركبات الفضائية تناقض ذلك. |