| Batılı müttefiklerin, Ruslarla uzlaşmaya hazır olabilecekleri ihtimalinin Almanya adına zararlı bir uzlaşı olacağı idi. | Open Subtitles | وجود احتمالية بأنّ الحلفاء الغربيون ربما هم مستعدون للتوصل إلى تسوية مع الروس قد تكون ضارة بألمانيا |
| Sonsuza dekle, hemen şimdi arasında büyük bir uzlaşı olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأن تكون هناك تسوية ما في مكان ما بين الآن وللأبد |
| Bir çoğunuz hiçbir koşulda karşınızdakiyle işbirliğine giremez ya da Demokratların ve Cumhuriyetçilerin "hükümet etmek" dediği konuda uzlaşı sağlayamazsınız. | Open Subtitles | الأهمّ من هذا كلّه، إيّاك أبداً وتحت أيّ ظرف أن تحاول الوصول إلى تسوية مع خصمك |
| Sizi başımızdan savmak için size tamı tamına 5 milyon dolarlık uzlaşı ücreti ödemeye hazırız. | Open Subtitles | ولكي ننسى الأمر, سنعطيك مبلغ تسوية قدره 5 مليون دولار, لا أقل ولا أكثر. |
| Ayrıca bu konferanstan hemen sonra Mutant Lider'le bizzat uzlaşı müzakerelerinde bulunmak niyetindeyim. | Open Subtitles | وعلاوة على هذا، بعد هذا اللقاء مباشرة... سأنوي الجلوس مع قائد المسوخ بنفسي للمفاوضة على تسوية. |
| Hesapta uzlaşı sağlandı Bob. | Open Subtitles | (تم تسوية الحساب، (بوب |