| Baharda, Erland Amca beni uzun bir yolculuğa çıkardı. | Open Subtitles | وعندما حلّ الربيع، أخذني العم ايرلاند في رحلة طويلة |
| Her yıl Ekim sonlarında orman örtüsü arasında uzun bir yolculuğa çıkarlar. | Open Subtitles | في أواخر شهر أكتوبر من كل عام، ينطلقون في رحلة طويلة عبر مظلة الغابة. |
| uzun bir yolculuğa çıktığında, özleyeceğin küçük şeyler olur. | Open Subtitles | حسناً ، عندما تذهبين في رحلة . طويلة ، ستشتاقين للأشياء الصغيرة |
| Kedi gibi mırıldanıyor Kaptan. uzun bir yolculuğa hazır durumda. | Open Subtitles | منسجمة كقطة صغيرة، سيدي انها على استعداد لرحلة طويلة |
| Sonra o hayvanlar, genellikle geceleri, kesimhaneye uzun bir yolculuğa çıkıyorlar. | Open Subtitles | ثم تُقاد الحيوانات برحلة طويلة إلى المسلخ، ليلاً في العادة. |
| Hadi uzun bir yolculuğa çıkalım, güzelim. | Open Subtitles | "لنذهب في نزهة طويلة بالسيارة معي يا حبيبتي." |
| Evet, ama tatlım, o uzun bir yolculuğa gitmedi. | Open Subtitles | أجل ، لكن عزيزتي إنه . لم يذهب في رحلة طويلة |
| Telefonların olmadığı uzun bir yolculuğa çıktığını sanıyor. | Open Subtitles | يعتقد إنك في رحلة طويلة حيث لا توجد هواتف |
| Her yıl ekim sonlarında orman içinde uzun bir yolculuğa koyulurlar. | Open Subtitles | في أواخر شهر أكتوبر من كل عام، ينطلقون في رحلة طويلة عبر مظلة الغابة. |
| ...sonra da annemle uzun bir yolculuğa çıkma kararı aldık. | Open Subtitles | ... وقررنا أن نذهب إلى في رحلة طويلة مع أمي. |
| Canlı ya da değil, Aaron'ı bulmak için çok uzun bir yolculuğa çıkmamız gerekecek. | Open Subtitles | لإيجاد آرون, حياً أو ميتاً, علينا أن نمضي في رحلة طويلة جداً. |
| Biliyor musun, onu bulduğum zaman çok uzun bir yolculuğa çıkacağız ve sana kartpostal göndermeyeceğiz. | Open Subtitles | حينما أجدها فسوف نذهب في رحلة طويلة ولن نرسل أي بطاقات بريدية |
| Eğer uzun bir yolculuğa çıkacaksak sen de yemelisin. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد أن عليك أن تأكلي لأننا سنذهب في رحلة طويلة |
| Beni uzun bir yolculuğa götürdüler günler ve haftalarca. | Open Subtitles | اخذوني في رحلة طويلة لأيام عديدة واسابيع |
| Kılavuz kontrolü bizde. Onları uzun bir yolculuğa çıkarabilirim. | Open Subtitles | لدينا تحكم التوجيه بالصواريخ سوف نأخذها في رحلة طويلة |
| Onunla birlikte uzun bir yolculuğa çıkmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أننا سنذهب في رحلة طويلة |
| Kedi gibi mırıldanıyor Kaptan. uzun bir yolculuğa hazır durumda. | Open Subtitles | منسجمة كقطة صغيرة، سيدي انها على استعداد لرحلة طويلة |
| uzun bir yolculuğa hazır olsunlar. | Open Subtitles | أخبرهم بأن يستعدوا لرحلة طويلة |
| Bu konuşma bitmiştir ve sen çok uzun bir yolculuğa çıkmak üzeresin. | Open Subtitles | انتهت هذه المحادثة وأنت على وشك الذهاب برحلة طويلة جدّاً |
| Birlikte uzun bir yolculuğa çıktığımızı söyledim. | Open Subtitles | قلت أننا قمنا برحلة طويلة سوياً |
| uzun bir yolculuğa çıkacaksın. | Open Subtitles | سوف تقوم برحلة طويلة |
| Hadi uzun bir yolculuğa çıkalım, güzelim. | Open Subtitles | "لنذهب في نزهة طويلة بالسيارة معي يا حبيبتي." |