| Böylece, durumunun vahametini kafama sokmaları için bu iki hıyarı buraya getirdin. | Open Subtitles | بالسرعة التي تناسبك لذلك أحضرت هذين الأحمقين كي يذهلوني بمدى خطورة موقفي |
| Galiba kız arkadaşın durumun vahametini hâlâ kavrayabilmiş değil. | Open Subtitles | أتعلم، لا أظنّ أن حبيبتك تقدّر مدى خطورة الوضع |
| Durumun vahametini anlayamıyorsunuz. | Open Subtitles | فندق بيرل كونتيننتال لاهور لا أظنك تقدر خطورة الموقف |
| Benden önceki meslektaşlarım durumun vahametini anlamakta güçlük çektiler. | Open Subtitles | لم يتفهم العضو السابق بالمنصب خطورة الوضع، |
| İşlenen suçun vahametini akıldan çıkarmamak gerek bence. | Open Subtitles | أعتقد أنه علينا أن نضع في اعتبارنا خطورة الجريمة. |
| Bu durumda, durumun vahametini bilemiyoruz, ama üzerinde çalışıyoruz. | Open Subtitles | إلى هذه المرحلـة نـحن لا نـعرف مدى خطورة الأمر -لكنـنـا نـعـمـل على ذلك |
| Yalnız bir teşebbüsle böyle suçların vahametini değiştiremezsiniz. | Open Subtitles | لايمكنك تجاهل " خطورة جريمة كهذه لمجرد مؤسسة |
| Durumunun vahametini anlıyor musun? | Open Subtitles | أتدرك خطورة وضعك؟ |
| Durumumun vahametini görmeye başladım. | Open Subtitles | حَسناً، , uh, خطورة موقفِي فقط حَلّتْ. |
| Valentin'in durumun vahametini anladığını sanmıyorum. | Open Subtitles | (فرانك), أنا لا أعتقد أن (فالنتين) يفهم خطورة الوضع |
| Durumunun vahametini anliyor musun? | Open Subtitles | أتدرك خطورة وضعك؟ |
| Durumunun vahametini anlıyor musun? | Open Subtitles | أتدرك خطورة وضعك؟ |
| Durumunun vahametini anlıyor musun? | Open Subtitles | أتدرك خطورة وضعك؟ |
| Durumun vahametini anlamanı istiyorum Daniel. | Open Subtitles | أريد أن اتأكد بأنك تدرك خطورة الأمر يا (دانيال). |
| - Durumun vahametini henüz kavramadın. | Open Subtitles | لم تدرك خطورة الوضع. |
| İşte tam da bu anda Pitou durumun vahametini kavradı. | Open Subtitles | "عندئذٍ أدركت (بيتو) خطورة الوضع" |