| Olanları düşünmek için biraz vakte ihtiyacı var. Hepsi bu! | Open Subtitles | إنها تحتاج لوقت فقط كي تفكر في الأمور بطريقة صحيحة |
| - Sadece düşünmek için vakte ihtiyacı var. Sabah beni arayacak. | Open Subtitles | إنها تحتاج فقط لوقت كي تفكر وسوف تتصل بي في الصباح |
| -Geç vakte kadar uyumayı sevdiğini düşündüm. -Evet ama misafirken değil! -Tamam. | Open Subtitles | ـ لأنك تحبّ النوم لوقت متأخّر ـ ليس و أنا ضيف |
| Akşama kadar ayrı kalalım. O vakte kadar Tanrı sizinle olsun. | Open Subtitles | سنبقى وحدنا حتى يحين موعد العشاء حتى ذلك الحين ليحفظكم الله |
| O vakte kadar onları bulamama ihtimalime karşı şu eski aşılardan da birkaç tane alsam ne güzel olur diyordum. | Open Subtitles | كنت أفكر أنني بإمكاني أخذ بضع حقنات من الإصدار القديم من اللقاح في حالة إذا لم أجدهم قبل ذلك الحين |
| Hoşça kal, o vakte kadar sakla bu öpücüğü. | Open Subtitles | وحتى ذلك الحين وداعاً وإحتفظي بهذه القبلة المقدسة |
| Geç vakte kadar kalacaksan anahtarı sana bırakayım. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في البقاء لوقت مـتأخر سـوف أترك لك المفتـاح |
| Amerika'da geç vakte kadar çalıştığımızda konferans bağlantısı diye yalan söyleriz. | Open Subtitles | في أمريكا،حينما نعمل لوقت متأخر،نكذبُ حول إجتماع المشاورة |
| Uyumama izin verdiğin için teşekkürler bebeğim. Geç vakte kadar ayaktaydım. | Open Subtitles | شكراً لسماحكِ لي بالنوم بالداخل يا عزيزتي لقد كنت مستيقظ لوقت متأخر |
| Kendine gelmesi için epey vakte ihtiyacı var. | Open Subtitles | سوف تحتاج لوقت لا بأس به لتعود إلى طبيعتها. |
| Biliyorum geç vakte kadar çalışıyor o yüzden bir uğrayayım dedim. | Open Subtitles | أعرف , إنها تعمل لوقت متأخر لذلك اعتقدت بأن آتي |
| Geç vakte kadar açık olan halka ait bir yer var mı aralarında? | Open Subtitles | هل يوجد أي من الأماكن العامة تفتح لوقت متأخر؟ |
| Geç vakte kalabilirim. | Open Subtitles | أقصد، ربما قد أبقى لوقت متأخر ليلا، أيمكننا تحديد موعد آخر؟ |
| Üzgünüm, yapamam. Geç vakte kadar çalışmam gerek. | Open Subtitles | عذرًا، لا أستطيع، سأبقى لوقت متأخر في العمل في الصحيفة |
| Basının merakı birkaç hafta içinde dinecektir ama o vakte kadar-- | Open Subtitles | عموما ستنتهى تلك الحمى الإعلامية المصاحبة للأمر خلال عدة أسابيع ولكن إلى ذلك الحين |
| O vakte kadar sanırım bu gemi bir damla tiliyum bile arıtmayacak. | Open Subtitles | حتى ذلك الحين , لن تقوم هذه السفينة بإمداد أي شحنة أخرى من التيليوم |
| Camları silecektim. Bitmez o vakte. | Open Subtitles | كنت سأنظف الزجاج لن ينتهى التنظيف حتى ذلك الحين |
| Sabah görüşelim..o vakte kadar takılırsınız | Open Subtitles | لكن بالتفكير فى الامر ربما انت تود ان تذهب للبيت حتى هذا الحين ساعد اريس فى ادخالهم |
| O vakte kadar, kaldır cahil kıçını ve mülkümden defol. | Open Subtitles | حتى ذلك الحين أخرج قمامتك البيضاء من مكاني |
| Ama o vakte kadar adamlarından biri konuk edeceğim. Herkesin dürüst kalması için. | Open Subtitles | لكنني سأقوم بتسلية أحد رجالك حتى الحين للحفاظ على الصدق |
| Bu gece kızının dans resitali varmış. Geç vakte kadar çalışamaz. | Open Subtitles | ابنتها لديها تجربة رقص الليلة، لا يمكنها العمل لوقتٍ متأخّر |