| İnsan varoluşu ve yükselme arasında birçok varoluş aşamaları vardır. | Open Subtitles | هناك عده درجات من الوجود بين الوجود الإنسانى و الرقى |
| Kafasını karıştıran buydu. Denklemler büyüyü gerçekleştiremezler; varoluş bulmacasını çözemezler. | TED | أصابه هذا بالحيرة، إذًا المعادلات نفسها لا تستطيع فعل السحر، لا تستطيع حل لغز الوجود. |
| Eğer varoluş ve ölümlü olduğumuz gerçeği moralinizi bozmuyorsa bile, mevcut cenaze işlerimiz durumu bozacaktır. | TED | فإذا لم يكن الوجود وحقيقة فنائنا مصدر إحباطٍ لكم، فإنَّ حالنا الراهن فيما يخص ممارسات الجنائز كفيل بذلك. |
| Dünyanın en büyük oyun tasarımcısı burada bizzat sizi, ilk test grubumuzu, Antenna tarafından sunulan yeni tasarımı varoluş'ta yönlendirecek. | Open Subtitles | أعظم مصمّمة ألعاب في العالم هنا معنا شخصيّا، لتقود أول اختبار "خاص بلعبتها المبتكرة "إكسزتانس" من شركة "أنتينا |
| Böylece bizler eşsiz varoluş amacımızda mahrum kalacağız. | Open Subtitles | فسنفقد جميعاً السبب البشري الفريد للوجود |
| Bu varoluş düzlemini ancak hedefini öldürdükten sonra terk eder. | Open Subtitles | سيغادر فقط هذه الطائرة من وجودها عندما يحصل على قتلاه |
| Hiç yoktan bir varoluş krizi yaratabiliyorsun gerçekten. | Open Subtitles | أنت تستطيع حرفياً خلق أزمة وجودية من لا شيء |
| Tüm varoluş şimdi tehdit altında çünkü Katolik inanç sistemi bu pisliğe izin veriyor. | Open Subtitles | كل الوجود فى خطر الان بسبب هذا التغوط الكاثوليكى |
| Ama başarılı olursan ve varoluş yok olursa sende yokolacaksın. | Open Subtitles | ولكن اذا تخلف كل ذلك سيصبح كل سئ في غمضه عين خارج الوجود حتي انت |
| Eğer henüz ölmemiş birisi yada varoluş türü varsa şimdi kulaklarını kapatsa kendisi için iyi olur. | Open Subtitles | اى فرد حى وليس من الطيور او من الوجود عليه ان يصم اذانه |
| "Neden varoluş ikilemi bu kadar soğuk olmalıdır?" | Open Subtitles | لماذا تكون صعوبة الوجود دوما بائسة إلى هذا الحد ؟ |
| Eğer bir varoluş seviyesi yakalıyorsam bana birşey vermelisin. | Open Subtitles | ان قمت بالإرتقاء لمستوى آخر من الوجود عليك إعطائي شيء ما |
| Aslında sen daha yüksek bir varoluş seviyesine yükseldin. | Open Subtitles | فى الواقع لقد رقيت الى مكان اعلى فى الوجود |
| Bu arkadaşım, bu dostum, bu ahbap, yeni bir varoluş düzeyine yükseldi. | Open Subtitles | تَرى، هذا الرفيق لى هذا الزميلِ، هذا الصاحبِ صعد الى مستوى جديد بالكامل من الوجود |
| Hayat ucunda mutlak yenilgi olan bir varoluş mücadelesidir. | Open Subtitles | ، الحياة كفاح من أجل الوجود لقهر الحقيقة الوحيدة |
| Ve kuşkusuz onu özel bir varoluş durumuna sokar. | Open Subtitles | و بالتأكيد , استفزته إلى نوع محدد من الوجود. |
| Bu konsolun içinde varoluş'un tek orijinal versiyonu vardı. | Open Subtitles | "توجد النسخة الأصلية الوحيدة من لعبة "إكسزتانس |
| Her şeyin iyi olduğunu söylememin tek yolu... varoluş'u dost canlısı biriyle oynamak. | Open Subtitles | ..الطريقة الوحيدة التي يمكنني أن أجزم بها أن كل شيء بخير .هي بلعب "إكسزتانس" مع صديق مقرّب |
| Antenna Gelişim'in sunduğu varoluş'u hepiniz için indiriyorum. | Open Subtitles | أنا جاهزة لتحميل لعبة (إكسزتانس) على كلّ واحد منكم |
| Dünyada kalıyor. Sürekli varoluş denilen bu işte. | Open Subtitles | تعيش على الأرض إنها بقية للوجود |
| Bu Klan'ın varoluş amacı sadece dövüşmek. | Open Subtitles | العشيرة التي يمكنها إثبات وجودها فقط عن طريق القتال |
| Senin sorunun... varoluş kelimesinden kaynaklanan içgüdüsel isteriden muzdarip olman. | Open Subtitles | أنك تعاني من هستيريا بسبب كلمة وجودية |
| Ayrıca başarı çıtası Makedonyalı gençlerin sahte haber yayımlamasından biraz zor olacaksa Silikon Vadisi'nde iyi bir tür varoluş krizinin boşa gitmesine izin verebileceğimizden de endişe ediyorum. | TED | لكني أشعر بالقلق أيضاً من أننا قد نترك نوعًا من الأزمة الوجودية الجيدة في وادي السيليكون تضيع إذا كان عائق النجاح هو أنه يصعب على المراهقين المقدونيين نشر أخبار كاذبة. |
| Kötü bir Salvatore olmak kolay gibi görünebilir ama yakında kendini bir yolun ortasında uzanırken ve hiç tanımadığın birine içini döküp varoluş amacını sorgularken bulabilirsin. | Open Subtitles | أعلم أنّه ربّما يبدو سهلًا تمثيل دور ابن (سلفاتور) القاسي لكن قريبًا ستجد نفسك مستلقيًا على قارعة الطريق تشكو لوعة فؤادك لغريب حيال معاناتك محنة وجوديّة. |
| Bu da birçoğumuzu bir nevi derin bir varoluş kaygısına itebilir. | TED | وهذا يمكن أن يترك لدى الكثير منا هذا القلق الوجودي العميق. |