| Gıda enerji, güvenlik ... ... ve çevre gibi önemlidir. | TED | الغذاء لا يقل أهمية عن الطاقة ، والأمن ، والبيئة. |
| Bu, insanlar ve çevre üzerinde farklı göstergeler aralığında tehlikeli etkileri olan bir sıcaklık. | TED | هذه هي درجة الحرارة المرتبطة بالأثار الخطيرة عبر مجموعة من الأثار المختلفة، على الإنسان والبيئة. |
| Şimdi, yozlaşma yıkıcıdır; her ekonomi, demokrasi ve çevre için. | TED | الفساد مدمر للاقتصاد والديمقراطية والبيئة. |
| Hayatımı bir savaşçı olarak yaşadım; kadın sorunlarıyla ve politik kampanyalarla ilgili çalışmalar yürüterek ve çevre aktivistliği yaparak geçirdim. | TED | لقد قضيتُ عمري كمحاربة فعملت فيما يخص قضايا المرأة وشاركت في الحملات السياسية وعملت كناشطة في مجال حماية البيئة |
| İlk olarak, tasarımcılar tasarım öğelerini kolaylaştırmalı ve çevre dostu malzemelere odaklanmalıdır. | TED | أولًا، يتوجب على المصممين تبسيط عناصر التصميم والتركيز على مواد محبة للبيئة. |
| Ocak ayında kimse ağaç ekmez, değil mi? Amacım, iklim ve çevre konularına odaklı bir anlaşma yapmak. | Open Subtitles | لا احد يغرس غراس في يناير الحلقة 15 اغرس شجرة طموحي ان نتفق ونركز على الطقس والبيئة |
| Ama artık laboratuvar tamamen sağIık, ilaç, enerji ve çevre araştırmalarıyla uğraşıyor. | Open Subtitles | ولكن المختبر في الوقت الحالي يتناول بحوث الصحة والطب والطاقة والبيئة. |
| Böylece, toplum sağlığı ve çevre için tehdit oluşturan bir unsurun örtbas edilmesi için ilk defa bilimin otoritesi kullanılmış oldu. | Open Subtitles | كانت هذه واحدة من أولى المرات التي تم إستخدام سلطة العلم فيها للتستر على خطر يهدد الصحة العامة والبيئة |
| People Tree, gereksiz olduğunu düşünüyordu ama ben, insan ve çevre haklarını gözeten bir ticaret sistemi umut ediyordum. | Open Subtitles | الناس شجرة يأمل أن لا يكون ضروريا، وكنت أتمنى كان لدينا نظام التداول لرعاية حقوق الناس والبيئة. |
| Gıda tercihleri ve çevre arasındaki bağlantı. | Open Subtitles | العلاقة ما بين الخيارات الغذائية والبيئة. |
| Yani genomik, proteomik ve çevre ile ilgili | TED | إذن فالجينوميات ، البروتيوميات، والبيئة ، |
| Bu sebepten dolayı, topluluk ve çevre arasındaki ilişkiyi geliştiren, insanları ve doğayı birleştirmeyi amaçlayan basit ama pahalı olmayan mimari çözümler bulmanın çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. | TED | لهذا السبب، فإنني أرى أهمية أكثر لإلقاء النظرة على العمارة والهنذسة وإيجاد حلول بسيطة ولكن بأسعار معقولة حلول يمكن أن تعزز العلاقة بين المجتمع والبيئة والتي تهدف إلى ربط الطبيعة والناس. |
| 2009 yılında Monoko da eylül ayında galası yapılacak.Eğer şans eseri izleyemezseniz bu projeyle ilgili diğer bir fikir ise müzik ve çevre yoluyla yeteneğini bu sıra dışı yolla ortaya çıkaran kişidir. | TED | هذا العرض في موناكو، سبتمبر 2009، في حالة جاءتكم فرصة للذهاب فكرة أخرى مع هذا المشروع، هذا هو الشاب الذي يقوم ببناء إرثه بصورة غير طبيعية من خلال الموسيقى والبيئة |
| Genler ve çevre etkileşim içindedir ve tetiği çekmeden önceki o bir saniyede olanlar sizin hayat boyu gen-çevre etkileşimlerinizi yansıtır. | TED | الجينات والبيئة تتفاعلان سوياً، وما يجري خلال تلك اللحظة السابقة لضغطك للزناد يعكس التفاعل بين البيئة والجينات على مدى حياتك. |
| Dengeleyiciler arasında hayvan hakları ve çevre aktivistleri de var, Daniel McGowan gibi. | TED | يشمل إحداث هذا التوازن حقوق الحيوان والناشطين في مجال البيئة على غرار دانيال ماكغوان. |
| ve çevre sadece ağaçlar ve kuşlar ve soyu tehlikedeki türler olmaktan birbirimize nasıl davrandığımıza doğru değişti. | TED | فتغير مفهوم البيئة من مجرد التطرق للأشجار و الطيور و الأصناف المهدّدة بالإنقراض إلى كيفية معاملتنا لبعضنا البعض. |
| Ve bu bir söylentiyi de gidermektedir, ekonomi ve çevre arasındaki yanlış seçimi. | TED | وهذا أيضًا يثبت خطأ الخرافة التي تقول بأنه لا يمكن أن يتقدم الاقتصاد إلا على حساب البيئة |
| Ama kıyafetleri doğal bir biçimde renklendirmek giysilerin daha eşsiz ve çevre dostu olmasını sağlardı. | TED | لكن الصباغة الطبيعية للملابس بتلك الطريقة سيسمح لنا أن نحرص على كونها فريدة من نوعها وصديقة للبيئة. |
| ve çevre kameralardan aldığımız fotoğraflar var, trene binerken olaydan sonra. | Open Subtitles | وأنت أجبت على ذلك الإتصال. كما أنّ لدينا صور مُراقبة لك في موقف مترو الأنفاق قبل وبعد الجريمة. |
| Çin ekonomik olarak kalkındı, fakat insan hakları ve çevre konularında pek ilerleyemedi. | TED | ازدهرت الصين اقتصاديا، ولكن لم تُحرز تقدّما على مستوى حقوق الإنسان والقضايا البيئيّة. |
| Ve, çevre bilimleri genelde, dünyayı gördüklerimizle anlamaya çalıştılar. Çok daha derin bir anlayış işittiklerimizden edinilebilir. | TED | وحيث العلوم البيئية بطبيعتها تحاول أن تفهم العالم من خلال ما نشاهده، فإننا نستطيع فهم العالم أكثر من خلال ما نسمعه. |