Sadece birbirleri için değil, tüm insanlık için, adalet ve özgürlük için. | Open Subtitles | الحب, ليس فقط لبعضكم البعض بل للبشرية جمعاء من أجل العدالة والحرية |
Tüm farkı özgürlük yaratıyor ve özgürlük ücretsiz olmalı. | TED | تصنع الحرية الفارق كله، والحرية يجب أن تكون مجانًا. |
Yaptığım müzik baskı ve özgürlük arasında hatırlamak ve mücadele etmek hakkında. | TED | وموسيقاي تعبر عن الذكريات والصراع بين الاضطهاد والحرية. |
Bir adam bu dünyada adalet ve özgürlük istiyorsa gidip kendi almalı. | Open Subtitles | إذا أراد أحدهم الحرية والعدالة في هذا العالم، عليه تحقيق ذلك بنفسه. |
Biz aşağılık puştlara mutluluk ve özgürlük sağlayacak sihirli hap o mu olacak yani? | Open Subtitles | الدواء السحري الذي يزيح كل الحثالة ويحولها إلى سعادة وحرية ؟ |
"Kardeşlik ve özgürlük." Yuri, ne harika sözler. | Open Subtitles | "إخوة وحرية " يوري ما هذه الكلمات الرائعة ؟ |
Diğerlerinin ekonomik başarısızlık ve yokluk gördüğü yerde, gezginler liberalizm ve özgürlük prizmasından kendi var oluşlarını görüyorlar. | TED | بينما يراهم البعض قصصا للحرمان والفشل الاقتصادي، يرى الرحّالة وجودهم من منظور العتق والحرية. |
Ama biz adalet ve özgürlük idealleri için savaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن , اكسانتستا , نقاتل من أجل العدالة والحرية |
Barış, güvenlik ve özgürlük, toprak, petrol ya da altın gibi herhangi birinin diğerinin fiyatını elde edebileceği sınırlı ürünler değildir. | Open Subtitles | السلام، الأمن والحرية ليست سلعاً لها نهاية كالعقارات، النفظ، أو الذهب والتي بإمكان دولة أن تكتسبها قبال مصاريف أخرى, |
ve özgürlük, ne istersek yapabileceğimiz anlamına gelir. | Open Subtitles | والحرية تعني بأننا يمكن أن نعمل ماالذي نريد. |
Kapitalizm ve özgürlük el ele ilerledi. | Open Subtitles | فالرأسمالية والحرية يسيران معاً جنباً إلى جنب |
hastalarımıza... saygınlık ve özgürlük vermeye çalışıyoruz, ama bu her zaman işe yaramıyor. | Open Subtitles | نحن نحاول أن نعطي مرضانا الكرامة والحرية ولكنها دائماً لا تنفع |
Benim adım Mwende Katwiwa ve ben bir şair Pan-Afrikanist ve özgürlük savaşçısıyım | TED | اسمي موندي كاتويوا وأنا شاعرة، وعضوة في حركة الوحدة الإفريقية ومناضلة من أجل الحرية. |
Oysa gerçekte bir güç ve özgürlük meselesi melankoli ve göz kamaşması. | Open Subtitles | ولكن في الحقيقة إنها عن القوة و الحرية السوداوية و الإنبهار |
Terhis olacağız ve özgürlük Sınırı'ndan... 13:00 yönünde! | Open Subtitles | لقد اقتربنا من العودة للديار و سوف نغادر حدود الحرية الساعة الواحدة |
Fakat bırakın, bu iki büyük ulusun, barış ve özgürlük düşmanlarıyla savaşmak için birlikte söz verdikleri bu uzlaşma, bir kanıt olsun. | Open Subtitles | و لذا لندع إتفاقيتنا هذه الدليل .. على أنّ دولتينا العظيمتين .. ستقفان معاً بإلتزامهما لمحاربة أعداء السلام و الحرية |
Evet. Gördünüz mü barımız eğlence ve özgürlük üzerine kurulu. | Open Subtitles | نعم، كما تراء حانتنا متعلّقة بالمتعة و الحرية |
Sofia'ya bakmak bana büyük bir mutluluk... ve özgürlük hissi veriyor. | Open Subtitles | لقد ألهمتني العناية بـ(صوفيا) بهجة عارمة وحرية كبيرة |
"Kardeşlik ve özgürlük." | Open Subtitles | "إخوة وحرية " |